Franchise alarak başladı kendi markasını yarattı
izzet Çapa’ya ait olan Limonata’nın franchise’ı olarak yeme içme sektörüne giriş yapan Remzi Kösem, Ağustos ayında kendi markasını oluşturdu. Sandalyee Braserie&Fine Cuisine ile yemeğe kimlik kazandırmayı amaçlayan Kösem, Etiler ve Bağdat Caddesi’ndeki restoranlarını Sandalyee’ye çevirdi. Hedefi ise bu yıl içinde iki tane daha şube açmak ve 2017 sonrasında ise franchise vererek büyümek.
Yeme içme sektörü son dönemde girişimcilerin en çok rağbet ettiği sektörlerin başında geliyor. Kimi bir markanın franchise’ı olarak bu işe giriyor, kimi ise kendi markasını yaratıyor. Ramiz Kösem ise ikisini de deneyimlemiş bir girişimci. 2013 yılında İzzet Çapa’nın sahibi olduğu Limonata markasının franchise’ı olarak yeme İçme sektörüne giren Kösem, Etiler ve Bağdat Caddesi’nde iki şube açtı.
Bu yılın ortalarında kendi markasını yaratmaya karar veren Kösem, Sandalyee markasını oluşturdu, iki şubesini de yenileyerek Sandalyee markasına dönüştüren Kösem, Ortaköy’de de Sandalyee Breakfast&GrilI konseptli bir şube daha açtı. 2016’ya kadar Brasserie&Fine Cuisine konseptli restoran sayısını 4’e çıkarma niyetinde olan Kösem, Breakfast&GrilI konseptli şubelerini de artırmayı planlıyor. Kösem’in hedefi ise 2017 sonuna kadar iki konseptle de franchise vererek büyümek.
Sandalyee’nin öyküsü
Yeme içme sektöründeki büyüme ve potansiyeli görerek sektöre giriş yapmak isteyen Remzi Kösem, 2013 yılında bu İşe franchise alarak başlamaya karar veriyor. O dönemin popüler markalarından biri olan Limonata’nın franc-hise’ı olmaya karar veriyor. Hedefinde ise önce Etiler ardından ise Bağdat Caddesl’ne markayı taşımak var. Ancak bu iki bölge yeme içme sektörünün en gözde bölgeleri. Kiralar yüksek ve yer bulmak neredeyse imkansız. Yoğun araştırmaları sonucunda önce Etiler’deki yeri, ardından da Bağdat Caddesi’nde iki mağazanın boşalttığı bugünkü yerlerini buluyor. Altı ay süren dekorasyon çalışmalarının ardından şubelerin açılışı yapılıyor.
Kısa sürede bu iki şube bölgenin en işlek restoranlarından oluyor. Ancak franchise oldukları için müşteriden gelen isteklere cevap verme noktasında bazı sıkıntılar yaşayan Kösem, 2015’in başında kendi markasını yaratmak İçin çalışmalara başlıyor. Brasserie&Fine Cuisise konseptli bir zincir oluşturmak için yola çıkan Kösem’e kardeşleri pek çok yabancı isim öneriyor. Ancak o Türkçe bir isim olsun diye diretiyor. “Bir yere gittiğinizde masaya bir tabak konur ve ‘Bir sandalye çek’ denir. Ben buradan yola çıkarak marka olarak Sandalyee’de karar kıldım. Sonuna da yemeği çağrıştırsın diye iki ‘e’ koyduk” diyor.
101 çeşit yiyecek
Markayı bulduktan sonra işler bitmiyor. Restoranların yeni bir konseptle yeniden elden geçmesi ve menünün oluşturulması da gerekiyor. Kösem mimari tasarım için Ali Türker İle anlaşıyor. Mutfağı emanet edeceği şef arayışı ise uzun sürüyor. Sonunda Mutfak Sanatları Akademlsi’nin uzun yıllar eğitmen şefliğini yapan Şef Erkan Yeşil ile anlaşıyor. Yeşil sadece menüyü değil mutfak ekibini de kendisi oluşturuyor. Ağustos sonunda ise iki şube aynı anda Sandalyee markasına dönüşüyor. Dönüşümün maliyeti ise 12 milyon TL oluyor.
Yemeğe kimlik kazandırıyoruz sloganıyla yola çıkan markanın diğer markalardan en önemli farkının menüsü olduğunu söylüyor Kösem. Sadece Sandalyee’de yenilebilecekler lezzetler sunulduğunu belirten Kösem, altı ayda bir menüyü değiştirmek istediklerini anlatıyor. Menüleri en çok sipariş verilenlere bakarak revize edeceklerini söyleyen Kösem bugün menüde 101 çeşit yiyecek olduğunun altını çiziyor.
Yeni bir konsept daha
İki Sandalyee şubesi açtıktan sonra Ortaköyde kahvaltıcılar sokağının içinde farklı bir konseptle bir Sandalyee daha açılıyor. Bunun konsepti ise Breakfast&Grill. Bu yeni konseptin diğer konsepte göre daha küçük bir mekanda açılabileceğini anlatan Kösem, Göktürk’te bu konseptin ikinci şubesini açmak istediklerini söylüyor. Bu konseptle 2016 yılında franchise vererek özellikle AVM’lerde büyümek istediklerini belirten Kösem konuşmasını şöyle sürdürüyor: “Bu yıl Sandalyee markasını oturtmak için uğraşacağız. 2016’ya kadar Sandalyee Brasserie konseptiyle iki şube daha açma niyetimiz var. Biri Suadiye’de diğeri Nişantaşı’nda olsun istiyoruz. Buralarda yer bakıyoruz. 2017’den sonra franchise verip 2018’de 8 dükkan olmak istiyoruz. “ Kösem’e ikisini de denemiş bir girişimci olarak kendi markasını yönetmek mi yoksa franchise olmanın mı zor olduğunu da soruyoruz. Beklenenin aksine Kösem franchise olmanın daha zor olduğunu söylüyor. Kösem, “Franchise aldığınız markanın kurallarına uymanız ve kaliteyi aynı seviyede tutmanız lazım. Ancak kendi markanız olduğunda tüm kararları kendiniz alabiliyorsunuz” diye konuşuyor.