İş Yaşamında Önce Sağlık
Dikkat!.. İş yaşamındaki gerilim birçok hastalığı doğrudan tetikliyor. Ofis ortamında çalışıyorsanız hareketsizlikle birlikte başka tehlikelerle de karşı karşıyasınız demektir…
İş yaşamında altın kural: Önce sağlık!
YILLAR önce yine Ramazan ayında yazmıştım. Anlaşılan pek bir şey değişmemiş. Bugün Türkiye’de kalp hastası sayısı 4 milyonu aşmak üzere. Potansiyel hastaların önemli bölümü ofis ortamında çalışan sorumluluk üstlenmiş kişiler.
Günümüz yaşantısı içinde genç ya da yaşlı olmak pek de önemli değil. Bilinenin aksine kadın erkek arasındaki fark tamamen yok olmuş durumda. Hatta kadınlar çalışma hayatında daha fazla kalp krizi geçirmeye aday hale gelmişler.
Bilinmeli ki, sigara, hava kirliliği, hareketsiz yaşam, yüksek tansiyon, kolesterol, genetik yatkınlık gibi ezberlediğimiz şeylerin dışında bambaşka tetikleyici unsurlar var artık. Üstelik bunların çoğu da bir hayli ürkütücü…
ELEKTROMANYETİK DALGALARA DİKKAT
Her şeyden önce eğer ofis ortamında çalışıyorsanız başınız hareketsiz kalmanın ötesinde dertte. Etrafınızda bulunan tüm elektronik nesnelerden yayılan elektromanyetik dalgalar doğrudan damarlarınızı etkiliyor!
‘Damar’ deyip geçtiğimiz karmaşık oluşum müthiş bir şey. Uç uca eklendiğinde 220 bin kilometreyi bulan bir yapı karşınıza çıkıyor. Yani dünyayı neredeyse beş kez dolaşan bir ağ.
Elektromanyetik dalgalar bilgisayardan yanı başınızda yer alan elektrik prizine kadar bu harika ağı etkileyen korkunç bir ‘aura’ yaratıyor. Hele ofisinizin yakınlarında dışarıdan yüksek gerilim hatları geçiyorsa durum daha da ciddi. Dalgalar başta beyin ve kalp olmak üzere çevresel sinir sistemi üzerinde müthiş yıkıcı etkilere sahip.
Bir başka konu ise işinizin gerektirdiği zorunlu konsantrasyonla ilgili. Malum, iş hayatı gerilim demek. Gerilim sürekli olarak bir şeye kafayı takmaktan kaynaklanıyor.
İşte bu süreç böbreküstü bezlerinden salgılanan kortizol hormonunu tetikliyor. Ve salgılanan hormon damar sisteminde önemli bir bölümü etkiliyor: Kalp kası üzerine oturmuş koroner (taç) damarları… Süreç devamlılık kazandığında kalbi besleyen taç şeklindeki damarlar büzülüyor anjina adı verilen ağrı ortaya çıkıyor.
VÜCUDUN DİRENCİ BİR YERE KADAR
En ilginç konu ise vücudun nitrojen metabolizmasıyla ilgili. Vücut önce nitrik oksit denen bir madde üretiyor daha sonra bunu nitrata çevirip vücuttan atıyor, işte bu nitrik oksitin son yıllarda önemli bir fonksiyonu keşfedilmiş.
Azot oksit de denilen nitrik oksit tüm damarların içini kaplayan ‘endotelyum’ denen yassı epitel tabakasında bir ‘haberci’ (messenger) görevi yapıyor. Molekülün oluşturduğu sinyal damarların büzüşmesini önlüyor ve tansiyonu sürekli normal sınırlar içinde tutuyor. Böylece damarlar içinde oluşan plakların yıkıcı etkisi asgariye iniyor.
Şimdi çoğu araştırmacı oluş sebebi bilinmeyen esansiyel hipertansiyonun bu molekülün yetersizliğiyle ilişkili olabileceğini düşünüyor, işin ilginç tarafı nitrik oksit eksikliği ve bununla ilgili metabolizma bozukluğu en çok işadamları ve ofis çalışanlarında ortaya çıkıyor.
Nitrik oksit gaz şeklinde bir oluşum ve dışarıdan saf olarak alınması tehlikeli. Tek çare beslenme yoluyla bu maddeyi üreten beden merkezlerini aktive etmek…
İşin uzmanları en azından cumartesi-pazar günleri mutlaka doğaya çıkmayı ve organik beslenme yoluyla vücudu takviye etmeyi öneriyor. Çünkü nitrik oksiti vücut ancak kendi sentezleyebiliyor.
KAFEİNE DİKKAT ETMEK GEREK
Şaşırtıcı sonuçlardan bir diğeri ise ofiste içilen kahve ve kola tarzı gazlı içeceklerin yıkıcı özellikleri!
Bilindiği gibi kahve ve kolada bulunan kafein beyni etkileyerek geçici bir canlılık yaratıyor.
Hekimler bu süreci ‘vijilans tonüsünün artışı’ olarak değerlendiriyor. Bir bakıma geçici bir iyilik hali…
Mekanizma beyin damarlarının açılmasıyla ilgili. Ancak bu etkisi kalp damarlarını da içine alacak şekilde ‘vasküler sistemi’ zamanla olumsuz etkiliyor. Bu karmaşık tablo çoğu zaman sebepsiz tansiyon yükselmelerine yol açıyor.
Tansiyon yükselmesi ise yukarıda ifade ettiğimiz nitrik oksitin görece azalmasına ve ‘damar endoteli’nin bozulmasına neden oluyor. Süreç özellikle koroner kalp damarlarının elastikiyetini yitirmesi ve plak oluşumunun hızlanması demek.
NORMAL TANSİYON DÜZEYİ DEĞİŞTİ
İşte burada yine nitrik oksit devreye giriyor. Eğer nitrik oksit üretimini yükseltmek ve dolaysıyla tansiyonu normal sınırlara çekmek istiyorsanız kavrulmuş, proses edilmiş, kimyasal katkılı gıdalardan ve de özellikle kafeinden uzak durmanız gerekiyor.
Peki, bu esrarengiz nitrik oksit’in vücutta normal sınırlar içinde olduğunu nasıl anlayacaksınız? ilginç olan şey de tam burada. Nitrik oksit sadece kalp damarlarında değil tüm vasküler sistemde etkili olan bir molekül. İnsan vücudu bu maddeyi sürekli imal ediyor. Önemli olan metabolizmadaki fonksiyonel miktarı.
Yeterli olup olmadığını pratik olarak basit bir testle anlamak mümkün. Bu test daha belirgin olarak erkekler üzerinde yapılabiliyor. Bunu anlamanın yolu ise test için bir idrar yolları uzmanına (ürolog) görünmek. O size mutlaka ilginç şeyler söyleyecektir. Tabii dikkat edilecek şey, nitrik oksidin 1990’larm sonunda keşfedilen özelliklerine rağmen onu dışarıdan kullanmanın hala bazı negatif etkiler taşıyor olması.
Ve son bir not: Bu anlamlı test özellikle orta yaşlar için geçerli olmakla beraber 65 yaşma kadar tüm erkekleri içine alıyor. Daha sonraki yaşlar içinse doğaya çıkmanın ve dünyayı keşfetmenin tam vakti!
■ İş yaşamının çok hareketli olduğu Amerika’da bugün 68 milyon kalp hastası var. Stres ve yanlış beslenme hastalığın artmasında en büyük etken. Bizde ise sayı 4 milyonu aşmak üzere. Her yıl yaklaşık 150 bin kişi kalp hastalığına yakalanıyor. Bunların önemli bir bölümü yönetici olarak çalışan stres altındaki bireyler.
■ İş yaşamanın yoğun temposunun bedensel ve ruhsal sağlığı etkilediği artık bilinen bir gerçek. JAMA [The Journal of the American Medical Association) dergisinde yayınlanan makaleler ABD Ulusal Bilimler Akademisi’nin görüşlerini teyit ediyor: Yönetici ya da patron sorumluluğu içinde olan bireylerin yaklaşık yüzde 70’i ölümcül kalp hastalığıyla karşı karşıya. Bu kişiler kilolu olup alkol aldıklarında risk aniden 15 puan artıyor.
■ İşin ilginç tarafı bugün normal tansiyon değeri olarak bilinen ’12 büyük – 8 küçük’ önerisinin değişmiş olması. Şimdi ofis çalışanlarında dinlenme tansiyon değerinin ‘11,5 büyük – 7,2 küçük’ değerini aşmaması gerekiyor. Günümüzün hareketsiz yaşantısında zor iş olmasına rağmen artık gerekli bir sağlık standardı bul Özellikle de 30-50 yaş aralığındakiler için…
■ Hipertansiyon en önemli risk faktörü! Tansiyon yüksekliği belli bir yaş gurubunu ilgilendirmiyor. Genç insanlarda da yüksek tansiyon belirtilerinin ortaya çıkması mümkün. Sağlıklı yaşam kurallarına tam uyulmaz ise yeterince kanlanma sağlanamadığı için kalbin oksjjen alamaması sonucu kalp krizi ortaya çıkabiliyor, iş stresi olarak bilinen ve hemen her yöneticinin doğal karşıladığı olaylar bu tabloya eşlik ettiğinde ise süre çok kısalıyor. Özellikle orta yaşlılar dikkat!
■ Son araştırmalar genellikle normal kilonun üzerine olan işadamları ve ofis çalışanlarının yüzde 82’sinde tansiyon problemi olduğunu ortaya koymuş. Temel neden kola ve kahvede bulunan kafeinin çok yüksek miktarlarda alınması… Kafein duygu durumla ilgili canlılığı arttırırken fazlası damarlarda çeşitli sorunlara yol açıyor.
Nur Demirok / Para