Başarıya giden yol deneyimlerden mi geçiyor?
“10.000 saat kuralı” adlı öneri, başarıyı getiren faktörlerin başında deneyim sayısının geldiğini savunur. Ama kendi alanlarında en başarılı olan insanların incelenmesi sonucunda, her birinin en azından 10.000 saatlik bir deneyime sahip olduğunun görülmesiyle oluşturan bu kural pek de doğru değil. Yeni bir araştırma, deneyimin önemli olduğunu fakat başarı kazanmak için elzem olmadığını gösteriyor.
David Z. Hambrick (Michigan Eyalet Üniversitesi) ve Elizabeth Meinz’ın (Güney Illinois Üniversitesi), konu hakkında yapılmış olan çeşitli araştırmaları derleyerek sundukları çalışma; deneyim sayısının beceri geliştirmek adına önemli olduğunu, ancak başarıyı etkileyen bir faktör olmadığını ortaya koydu. Usta satranç oyuncuları ve virtüözler üzerinde yapılan araştırmada açıkça görülen bir şey var: Ustalık aşamasına varmak için gereken deneyim süreleri bireysel olarak büyük farklılıklar gösteriyor. Örneğin, bir satranç ustası o seviyeye gelmek için 26 yılını verirken, bir diğeri sadece 2 yılda aynı başarıyı kazanabiliyor. Araştırmaya göre; zeka ve beceri, başarıya uzanan yolda çok daha büyük bir rol oynamakta. Hatta bir başka faktör var ki, bunlara eklenince başarılı olma ihtimalini de arttırıyor:
Entelektüel beceri. Yani tek bir konuya yoğunlaşıp, uzun yıllar boyunca sahip olunan beceriyi geliştirmeye çalışmaktansa, farklı konularda birikim sahibi olup tüm bunları harmanlayarak kullanma becerisi geliştirmek daha önemli. Entelektüel beceri, iki farklı işi eş zamanlı sergileyebilme ustalığını da kazandırıyor. Örneğin, zor bir görevi yerine getirirken aynı anda kendisine söylenen sayıları ezberleyebilen biriyle, daha önce hiç duymadığı halde kendisine verilen notaları müziğe dönüştürebilen bir piyanist arasında bilişsel açıdan hiçbir fark yok. Araştırmada, çok sayıda deneyim kazanarak başarıya ulaşan insanların incelendiği bölümde, başarıyı getiren asıl faktörün deneyim süresi değil, tüm bu süreçte kazandıkları entelektüel beceri (-ki bu da zekaya bağlı gelişiyor) olduğu görüldü.
Kısa cevap: Araştırmalar düşünce sürecinin daha önemli olduğunu gösteriyor.
