Yıltaş Grup’un Girişim ve Başarı Öyküsü
1981’de nakliye ve inşaat malzemeleri satmak amacıyla kurulan Yıltaş, ileri teknoloji üreten bir şirkete dönüşmenin hayalini kuruyor.
Hacı Osman Yıldırım, bozkırlarla kaplı Sivas coğrafyasından dünya çapında ileri teknoloji geliştiren bir şirket çıkarmanın hayalini kuruyor. Yıltaş Grup Yönetim Kurulu Başkanı, bünyesindeki Anadolu Tıp’m optik alanında 10 yıla dayanan bilgi birikimini gece görüş ve silah dürbünü üretmek için kullanmak istiyor. Bu amaçla yaklaşık bir yıldır şirketin Sivas OSB’deki lens üretim tesisini bilim insanlarının çalıştığı küçük çaplı bir laboratuvara çevirmiş durumda. Anadolu Tıp Aselsan ve TÜBİTAK ile kentteki Cumhuriyet Üniversitesi akademisyenlerinden destek alıyor. “Alman Zeiss Ikon ile de temasa geçtim” diyor 50 yaşındaki Yıldırım, “Zeiss mercek üretiminde dünya çapında otorite. Bizim buraya geldiler, teknik destek almak için görüştük. ”
Gece görüş ve silah dürbünü merceği pazarı farklı araştırma şirketleri verilerine göre dünya genelinde 600 milyon ile 1 milyar dolar arasında bir büyüklüğe sahip. Örneğin Zeiss’ın bu alanı da kapsayan birimi geçen yıl 178 milyon euro ciro yaptı. Gözlük Sanayicileri Derneği Genel Sekreteri Mehmet Dibi, Türkiye’de böyle bir teknolojinin dolayısıyla bilgi birikiminin de olmadığını söylüyor. “Ama yapılırsa büyük iş olur” diye de ekliyor. Çünkü dürbün, fotoğraf makinesi, kamera, mikroskop gibi aletlerde kullanılan mercekler özel üretim teknikleri ve bilgi birikimi gerektiriyor. Ve bu teknolojiye sahip olmak optik alanındaki diğer iş alanlarına girmenin kapısını aralıyor.
Diğer taraftan yabancı savunma sanayi şirketlerinin Türkiye ile yaptıkları offset anlaşmaları gereği yüzde 3 ile 10 arasında değişen oranlarda yerli üretim kullanma zorunlulukları var. Yıldırım’ın hesabı, üretime başladıkları takdirde bu pastadan pay alabilecekleri yönünde… Yıltaş’ın bu yatırıma ne zaman başlayacağı henüz net değil. Ancak Yıldırım, 5 milyon euro yatırımla mevcut teknoloji ve insan altyapısını iyileştirerek bu mercekleri hızla ve rekabetçi fiyatlarla üretebileceğine inanıyor. “Ama” diyor, “Bu iş tek şirketle değil, dünyada görüldüğü gibi kümelenme ile olabilir. Hayalim Sivas’ı bu işin merkezi yapmak. Belki 10 yıl sonra Türkiye’nin Çoban Yıldızı oluruz.”
1981’de nakliye ve inşaat malzemeleri satmak amacıyla kurulan Yıltaş’m ileri teknoloji üreten bir şirkete dönüşme hayali büyük ölçüde, 25 yaşında şirketin başına geçen ekonomi eğitimli Osman Yıldırım’m gözüpek girişimciliğinden besleniyor. 12 yıl önce, ekonomisi bugün bile emek yoğun sanayiye dayanan Sivas’ta katma değerli bir iş olan lens üretme karan almasında da bu azim ve heyecanının payı var.
2002’de, Yıldırım henüz Sivas Ticaret ve Sanayi Odası başkam seçilmişken yakın arkadaşı diş hekimi Abdürrahim Kılmç, ona temsilcisi olduğu İsrailli Hanita işbirliğiyle lens üretmeyi teklif etmiş. “Zor bir yatırım, bilmediğimiz bir iş ama hem bir dost önerisi hem de karlı bir iş olabileceğine inandım” diyor. Ama Hanita’dan gelen cevabı pek kabul edilebilir bulmamış – yüzde 50 ortaklık ve bilgi transferi için ekstra ödeme. “Ama işin peşini bırakmadım, kendim yapmaya karar verdim” diye anlatıyor.
Yıldırım, 2003’te TÜBİTAK – MAM ve Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı’nm kapısını yerli lens üretme fikriyle çaldı. Aynı yıl halen TÜBİTAK’ta görev yapan lazer teknolojileri konusunda uzman Azeri fizikçi Prof. Dr. Kerim Allahverdi’nin liderliğinde “Intraocular ve Kontakt Lens Teknolojisinin Geliştirilmesi” isimli bir proje başlatıldı. İki yıl süren proje sonunda, 2005’te, Kılmç ve Yıldırım eşit ortaklığında kurulan Anadolu Tıp Teknolojileri’nin ilk lensleri satılmaya başlanmıştı. “Biz ar-ge ve üretime tam 15 milyon dolar yatırım yaptık” diyor Yıldırım, “Sadece 2006’da yaklaşık 70 ila 80 milyon dolar döviz tasarrufu sağladık. Çünkü ithal lens fiyatları 200 dolardan 80 dolar seviyesine indi.”
Anadolu Tıp’m lensleri piyasada -ismi Yıldırım’m memleketi Sivas, Zara’dan gelen- “Za-raccom” markasıyla satılıyor. Şirket ağırlıklı olarak (yüzde 95) katarakt ameliyatlarında kullanılan hidrofobik materyalden yapılmış göz içi lens üretiyor. Yıllık üretim kapasiteleri 252 bin lens (12 bini özellikli kontakt lens). Şirket geçen yıl 9 bini kontakt olmak üzere 199 bin adet lens sattı ve 5,5 milyon dolar ciro üretti. Türk Oftalmoloji Derneği’nden Dr. İbrahim Ersoy, Türkiye’de yılda yaklaşık 400 bin katarakt ameliyatı yapıldığını söylüyor, “katarakt lensi pazarı da aşağı yukarı bu rakamlardadır” diyor. Ancak Anadolu Tıp toplam pazarın 450 bin adet seviyesinde olduğunu hesaplıyor. Yıldırım, “Hidrofobik lensler toplam pazarın yaklaşık yarısı (200 bin adet). Biz bu pazarın yüzde 51 ’ini kontrol ediyoruz” diyor.
İthal ürünlerin egemen olduğu iç pazarda Anadolu Tıp, 2009’a kadar tek yerli oyuncuydu. Varlıbaş Holding’e bağlı Varlıbaşlar Sağlık Yatırımları (VSY) o tarihte pazara güçlü bir giriş yaptı. İstanbul, Ataşehir’de 100 milyon dolarlık, 2011’de de Tuzla’da 150 milyon dolarlık iki yatırımla göz içi ve kontakt lens üretmeye başladı -şirket sadece 201 l’de 165 bin adet lens satmıştı. Kapasiteleri ise 1 milyon adede çıkıyor. Bu fazla kapasite ihracata yönelik. Çünkü Türkiye’nin aksine dünyada göz içi lensler (hidrofobik) daha çok tercih ediliyor. Ayrıca lens işi küresel çapta yapılırsa karlı olabilecek bir iş. Contact Lens Spectrum verilerine göre dünya lens pazarı 2012’de yaklaşık 7,1 milyar dolarlık hacme ulaştı. Büyüme 2011’e göre adet bazında yüzde 40 seviyesinde. Dolayısıyla iki yerli oyuncu da karı daha çok yurt dışında arıyor. VSY yaklaşık 50 ülkeye lens ihraç ediyor, Anadolu Tıp ise üretiminin yüzde 40’mı 27 ülkeye gönderiyor. Yıldırım, “Niyetimiz kapasitemizi artırıp ihracat oranını yüzde 50’ye çıkartmak” diyor.
Lens işi, Yıldırım’m gelecekle ilgili ‘farklı’ kurgular yapmasına olanak tanıyor ancak nihayetinde grubu parayı geleneksel işlerden ağırlıkla inşaattan kazanıyor. Yıltaş Grubu’nun 2012 cirosu 220 milyon liraydı. 2013 sonu hedefi 250 milyon lirayı görmek. Bu gelirin içinde grubun faaliyet alanları olan nakliyat, inşaat ve inşaat malzemelerinin payı yüzde 60. Geri kalan 40 hizmet, medikal ve gıdadan geliyor.
Grup halihazırda Turkmall (yüzde 25 payı var) ile Tokat’ta “Novada” isimli 60 milyon euro’luk bir AVM projesi yürütüyor. Ayrıca kentte 10 milyon lira yatırımla AVM’ye özel bir geçitte bağlanan bir rezidans yapıyor. Sivas’ta ise Pazaristan, Dermokil / TifFany Mobilya ve Sultan Hotel isimli yerel firmalarla ortaklaşa 50 milyon liraya termal tesis inşa ediyor. Kentin kaplıca merkezi Sıcak Çermik’te inşa edecekleri 198 daireyi devre mülk sistemi işletmeyi planlıyorlar. “Satmak istemiyoruz” diyor Yıldırım, “Dünyada 7, İstanbul’da 2 milyon Sivaslı var.” Sonra hızlı bir hesap yapıyor: “198 daire beş günden yılda 9 bin devre mülk eder. Her birini en az üç kişi alırsa 27 bin müşterimiz olabilir.” Ayrıca bu tesisin f. bulunduğu 60 bin metrekarelik arsanın 15 bin metrekaresine 25 milyon euro bedelle 2017’de faaliyete geçecek beş yıldızlı bir otel inşa edilecek.
Bu işlerin paralelinde Sivas merkezde iki site ile işyeri ve rezidanstan oluşan 80 milyon liralık üç yeni proje de masasında duruyor.
Yıltaş Grubu 33 yıl önce Osman Yıldırım’m eniştesi Abdullah Çiçek tarafından nakliyecilik ve inşaat malzemeleri satışı amacıyla kuruldu.
Eniştesinin 1988’de vefat etmesi nedeniyle 25 yaşında işlerin başına geçti. “Ablam ve yeğenimle birlikte Yıltaş’ı kolektif şirketten anonime dönüştürdük” diye hatırlıyor ilk yaptığı hamleyi.
Sonrasında fırsat olduğunu düşündüğü her işe balıklama atlamış. 1992’de kendi tırları için Shell bayiliği alıp Sivas – Kayseri yolu üzerinde Çiçek Petrol’ü açmış; 2004’te bir grup köylü ile “Kö-sedağ Bal” markasıyla bal üretmeye başlamış;
2005’te Yılkar ve Yıltaş madencilik şirketlerini kurarak Zara’daki maden sahalarında fayans ve beyaz çimento hammaddesi olan kaolen üretimine geçmiş. “Bugünkü durumumuzu nakliye işine borçluyuz” diyor, “Ne taşıyorsanız bir süre sonra o ürünün nasıl üretildiğine ve ticaretine vakıf oluyorsunuz. Biz inşaat malzemesi taşıya taşıya kendimizi inşaat sektöründe bulduk.”
Nitekim 2006’da Yıltaş İnşaat ile Eser Beton Prefabrik’i kurarak bu sektöre girmiş.
Yıltaş’m sektörler portföyünde 2007’de kurulan Sivas ve Suşehri’ndeki TÜVTÜRK araç muayene istasyonu ile 2009’da faaliyete geçen Çiçek Su da var. Ama Yıltaş’m bir üst lige çıkmasını sağlayan iş, 2011’de Ankara – Sivas Yüksek Hızlı Tren projesi için kurduğu ileri teknoloji beton travers elemanları üreticisi Sitaş. Yıldırım’m 20 milyon lira cirolu şirkette Eser Beton Prefabrik üzerinden yüzde 30 payı var. Diğer ortaklar TCDD (yüzde 15), Kolin Grubu iştiraki Kolsan (yüzde 40) ve demiryolu elemanları üreticisi İtalyan Margaritelli (yüzde 15).
Geçen yıl TOBB Ticaret ve Sanayi Odaları Konseyi başkanı seçilen Osman Yıldırım, şirketinin 25 yılda ulaştığı noktadan memnun. Ama lens işi nedeniyle kamu otoritesine biraz sitem-kar. “Hiç devlet teşviki almadan, kendi sermayemizle Anadolu’nun bozkırında ileri teknolojiyle lens üretiyoruz. Bizim üretimimizle lens fiyatları düştü, ülke döviz kazandı. Ama bırakın maddi desteği, hiçbir sağlık otoritesinden manevi destek bile almadık. Hiçbiri sırtımızı sıvazlayıp ‘aferin’ demedi.”
‘Hayatımın Hatası: Medya’
Osman Yıldırım, 2002’de Sivas Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı seçildiği sırada bir arkadaşının yerel TV58 ve Kanal58’i alması teklifini, hatır uğruna geri çevirmedi. Hiç bilmediği bir alan olmasına rağmen basının nasıl olacağını herkese gösterme iddiasındaydı. TV’nin ihtiyaçlarını karşıladı, canlı yayın aracı aldı, uyduya çıktı. Sonra haberler yapılmaya başlandı. Ama eleştirilerin de hedefi oldu. Birçok kişiyle arası bozuldu. Üstelik reklam geliri, gideri karşılamadığı için devamlı cepten harcıyordu. İddialı girdiği bu iş istediği gibi gitmemişti.
Yıldırım şöyle anlatıyor daha sonraki gelişmeleri: “Dışarıdan bu işin kolay göründüğünü zannettim, öyle değilmiş.
Hayatımın hatası. Bu işin içinden de çıkamadım. Geçen yıl TV58’in frekansını CHP Maraş Milletvekili ve Yurt Gazetesi sahibi Durdu Özpolat’a sattım. O da TV’nin adını Umut TV olarak değiştirdi. Kanal58 ise devam ediyor. Bölgemiz çok göç verdiği için TV yurt içinde ve dışına izleniyor. Ama haberler yine birilerine dokunuyor ve ben hala medyadan para kazanamıyorum.”
Sabît Yürürdurmaz