Jeotermal Yatırımında Fırsatlar
Türkiye jeotermal kaynak zengini bir ülke. Elektrik üretmeye uygun 2 bin MW’lık saha var. Kapasite 5 bin MW’a çıkabilir. Artan yatırım iştahı sahaları kıymete bindirdi. Şimdi ikinci el devirler konuşuluyor.
JEOTERMAL kelime olarak “yerkürenin iç ısısı” anlamına geliyor. Jeotermal enerji, esas olarak yerin derinliklerindeki sıcak suyun yüzeye çıkarılarak buhar enerjisi ile enerji üretilmesinden oluşuyor ve jeotermal kaynaklardan doğrudan veya dolaylı her türlü faydalanmayı kapsıyor. Türkiye, yer tektoniği açısından jeotermal kaynakları zengin bir ülke. Özellikle Ege Bölge-si’nde çok sayıda jeotermal kaynak mevcut. Bu kaynakların etkin olarak kullanımı konusunda geçtiğimiz yıllarda önemli adımlar atılmış olsa da, henüz mevcut zenginliğin tam anlamıyla değerlendirildiğini söylemek zor.
Jeotermal kaynakların hepsi aynı güç ve kapsamda değil. Bu kaynaklardan çıkan suyun ısı derecesi, kullanım alanlarını ve biçimini belirliyor. 20 ila 70 derece arasındaki düşük sıcaklıklı sahalar özellikle yöredeki konutların ve seraların ısıtmasında kullanılıyor; ayrıca endüstriyel ve kimyasal madde üretiminde de yararlanılıyor. 100 derecenin üzerindeki sahalar ise elektrik üretimine uygun verimli sahalar olarak değerlendiriliyor.
DÜNYADA İLK BEŞTEYİZ
Türkiye coğrafi olarak jeotermal kaynak açısından zengin bir bölgede, Alp-Himalaya kuşağı üzerinde yer aldığından oldukça yüksek jeotermal potansiyele sahip. Dünyadaki jeotermal enerji kurulu gücü 9 bin 700 MW (megavat) düzeyinde, yıllık üretim ise yaklaşık 80 milyar kWh (kilovatsaat). Jeotermal enerjiden elektrik üretiminde ilk beş ülke, ABD, Fi-lipinler, Meksika, Endonezya ve İtalya. Elektrik dışı kullanım ise 33 bin MW düzeyinde. Dünyada jeotermal ısı ve kaplıca uygulamalarındaki ilk beş ülke ise Çin, Japonya, ABD, İzlanda ve Türkiye.
Türkiye’nin ısıtma amaçlı jeotermal enerji potansiyeli 31.500 MWt (megavat termal). Potansiyel alanların çoğu Manisa, Aydın, Denizli, Afyon ve Çanakkale gibi Batı Anadolu kentlerinde yer alıyor. Jeotermal alanların yarıdan fazlası ısıtma uygulamalarına uygun. Jeotermal enerji kullanılarak bin 200 dönüm sera ısıtması yapılırken, 15 yerleşim birimindeki 100 binden fazla konut da ısıtılıyor.
Jeotermal kaynağa dayalı elektrik üretiminde ise jeotermal sahadan çıkarılan suyun sıcaklığı önem kazanıyor. Suyun sıcaklığı tesisin verimliliğini belirleyen bir unsur. En yüksek verimlilik 140 derecenin üzerindeki sahalarda elde ediliyor. İşte bu açıdan bakıldığında Türkiye’nin potansiyeli sektör çevrelerinin tahminlerine göre, 2 bin MW’yi buluyor.
Jeotermal Elektrik Yatırımcıları Derneği (Jest-Der) Başkanı Ufuk Şen-türk’ün verdiği bilgiye göre, jeotermalden elektrik üretimi için şu ana kadar EPDK’dan (Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu) bin 200 MW’lik 53 lisans verildi. Şu ana kadar altı yatırımcı şirkete ait dokuz JES (jeotermal enerji santrali) devreye girdi. Bunların toplam kurulu gücü ise 230 MW’ye yaklaşıyor. Jeotermal enerji, megavat başına (MW) yaklaşık 3 milyon dolarla diğer yenilenebilir kaynaklara göre daha yüksek kurulum maliyetine sahip.
24 SAAT KESİNTİSİZ ENERJİ
Diğer yandan jeotermal kaynaklar diğer yenilenebilir enerji kaynaklarında olmayan çok önemli bir avantaja sahip. Bu tesislerde 24 saat kesintisiz elektrik üretimi yapılabiliyor. Örneğin güneş enerji santralleri geceleri ve kış aylarında çalışmıyor. Rüzgar enerji santralleri ise rüzgar estiği sürece elektrik üretebiliyor. Jeotermal enerjide ise yeraltından çıkarılan kızgın su elektrik üretiminde kullanıldıktan sonra yeniden yeraltına enjek-te ediliyor. Böylece kaynakta herhangi bir kayıp olmuyor. Sürekli olarak kendini devir daim eden bir sistem kurmak mümkün. Kurulum maliyeti yüksek olmasına karşın kesintisiz elektrik üretme özelliği sayesinde yatırımın geri dönüş süresi diğer yenilenebilir kaynaklara göre daha kısa. Suyun sıcaklığına bağlı olmakla birlikte yatırımın geri dönüş süresi ortalama beş yıl. Bu arada yenilenebilir enerji kaynağı olarak değerlendirilen jeotermal için 10.5 dolar cent’lik alım teşviki uygulanıyor.
“5 BİN MW’YE ÇIKABİLİR”
Jeotermalde son dönemde yerli ve yabancı yatırımcıların ilgisinin çok arttığını belirten Ufuk Şentürk, buna karşın tüm sahaların MTA (Maden Tetkik Arama) tarafından ihale edildiği için boş saha kalmadığını söylüyor. Bu nedenle yatırımcılar arasında saha devirleri için çalışmalar olduğunu ifade ediyor. Elektrik üretimi için uygun su sıcaklığının 100 derecenin üzeri olduğunu belirten Şen-türk’e göre, teknolojideki gelişmeler 100 derecenin altındaki sahalarda bile elektrik üretimini verimli hale getirecek. Bu sayede, şu anda 2 bin MW olan Türkiye’nin elektrik üretimine uygun jeotermal potansiyeli bir anda 5 bin MW’ye çıkabilecek. Bu da, jeotermal elektrik üretimi açısından Türkiye’yi dünyada ilk üç ülke arasına sokabilecek.
Şentürk, jeotermalde yerli şirketler dışında birçok yabancı şirketin ortaklıklarının bulunduğunu söylüyor. Örneğin Hollanda merkezli Transmark, yerli Delta ile ortak Delton adlı bir şirket kurdu ve ortaklar halen Manisa Salihli’de kuyu çalışması yapıyorlar. Zorlu Grubu da İzlandalI Rarik-Türkison adlı şirket ile Nemrut yanardağının sıcaklığından faydalanarak elektrik üretmek için çalışmalar yapıyor.
EN BÜYÜK YATIRIMCI ZORLU
Zorlu Enerji, şu anda jeotermal alanında Türkiye’nin en büyük yatırımcısı konumunda. Zorlu Enerji Genel Müdürü Sinan Ak’m verdiği bilgiye göre, ilk olarak 2008 yılında Türkiye’nin ilk jeotermal santrali olan Denizli’deki Kızıl-dere JES I’in 30 yıllık işletme hakkı alındı. Santralin 6 MW’ye kadar düşmüş olan rezervuar kapasitesi, kısa süre içinde 15 MW’ye kadar yükseltildi. 2013 yılının eylül ayında ise, 250 milyon dolarlık yatırımla hayata geçirilen, aynı saha içinde yer alan 80 MW kapasiteli Kızıldere JES II devre; girdi. Zorlu Enerji, şu anda jeotermal alanında toplam 95 MW kurulu güce sahip.
Sinan Ak, Kızıldere sahasında üçüncü faz yatırım çalışmalarını başlattıklarını ve 100 MW kapasiteye ulaşmayı hedeflediklerini belirtiyor. Bunun dışında Manisa – Alaşehir sahasında sondaj çalışmalarını sürdüren Zorlu, burada 45 MW’lik bir tesis kurmanın hazırlığını yapıyor. Ayrıca Bitlis ve çevresindeki jeotermal kaynakların değerlendirilmesi konusunda da araştırmalar yapan şirket, Nemrut kalderasmda ön araştırmalar gerçekleştirdi. Ak, bu araştırma ve arama faaliyetlerine bağlı olarak 150 MW’lik jeotermal kapasiteye ulaşmayı hedeflediklerini kaydediyor. Ak, “Mevcut sahalarımızdaki potansiyelimiz jeotermal alanındaki kurulu gücümüzü 300 MW’ye kadar yükseltecek güçte. Böylece ülkemizin 2023 jeotermal hedefinin yarısını 2020 yılına kadar tek başımıza gerçekleştirmiş olacağız” diyor.
ÇELİKLER, 140 MVV’YE ULAŞACAK
Jeotermal elektrikte ikinci büyük yatırımcı ise, bugüne kadar genellikle inşaat işleriyle bilinen Çelikler Holding. Aydın ili sınırları içindeki Pamukören ve Sultanhisar’daki iki sahasında faaliyet gösteriyor. Pamukören JES Proje Koordinatörü Başak Çimen’in verdiği bilgiye göre, yöredeki 45 MW’lik santral iki üniteden oluşuyor. Kapasitenin yılsonuna kadar 112.5 MW’ye çıkarılması hedefleniyor. Ayrıca Sultanhisar sahasında da 28 MW’lik bir tesis kurulması için hazırlıklar sürdürülüyor. Başak Çimen, bu sahalardaki su sıcaklığının 161 derece olduğunu, bunun da sahaları oldukça verimli hale getirdiğini söylüyor.
JEOTERMALDE ‘BEREKET’ VAR
Aydın, Denizli, Muğla illerinin elektrik dağıtım işini üstlenen Bereket Enerji de jeotermal yatırımlarına yoğunlaşan firmalardan. Firma halen Kızıldere sahasında 6.85 MW’lik bir jeotermal enerji santrali işletiyor. Kızıldere JES Proje Koordinatörü Orhan Demir, Denizli il sınırları içindeki bu sahada daha önce EÜAŞ’a ait olan bir tesisi satm alınarak işletmeye başladıklarını söylüyor. Bu saha MTA tarafından 2010 yılında özelleştirildi. İhaleyi Zorlu Grubu kazandı. Zorlu Enerji’nin buradaki tesisinde açığa çıkan ve Menderes Nehri’ne akan 700 ton suyu değerlendirmek için bu tesisi inşa ettiklerini belirten Demir, kurdukları entegre sistemle 145 derece sıcaklığa sahip olan bu sudan elektrik ürettikten sonra çıkan suyla 2 bin 600 hanenin ısıtma ihtiyacını karşıladıklarını ifade ediyor. Demir in verdiği bilgiye göre, Bereket Enerji’nin jeotermal yatırımlarının toplam tutarı 30 milyon doları buluyor. Demir, “Biz tek kuyudan su alırken, Zorlu dokuz kuyudan su çıkarıyor. Onların bu sahada 80 MW’lik tesisleri var. Elektrik üretimi dışında sera, hamam ve otellerde ısıtma amaçlı olarak kullanıyor” diyor. Bereket Enerji’nin jeotermalde iki sahada daha çalışmaları var. Biri Aydın Hor-sumlu’da, diğeri ise İzmir yakınlarında.
ENDA’NIN HEDEFİ 40 MW
Egeli işadamlarının oluşturduğu Enda Holding bünyesindeki Enda Enerji’nin halen Çanakkale’nin Ayvacık ilçesindeki Tuzla sahasında 7.5 MW’lik bir jeotermal elektrik santrali devrede. Enda Enerji Genel Koordinatörü Ali Erman Aytaç’m verdiği bilgiye göre, tesis 2010 yılında 20 milyon dolar yatırımla devreye alındı. Bu sahada beş kuyudan su çıkarılıyor. 40 MW’lik potansiyeli olan kuyudan çıkan suyun sıcaklığı 170 derece. Firma yakında ikinci etap yatırımlara başlayacak. İkinci etap da 15 MW civarında olacak. Yatırımların peyderpey artırılacağım söyleyen Aytaç, üç yıl içinde 40 MW kapasiteye ulaşılabileceğini söylüyor. Aytaç, jeotermal enerjinin yenilenebilir olmasının ötesinde kesintisiz olma üstünlüğüne dikkat çekiyor ve güneş ve rüzgara dayalı enerji santrallerinin günde ancak 8 saat verimli çalışabildiğini hatırlatıyor.
600 MİLYON DOLAR
Jeotermalde halen devrede olan ve elektrik üreten firmaların dışında birçok şirketin saha ve sondaj çalışmaları halen sürüyor. Bu şirketlerden en aktifi Türkerler Grubu. Grubun jeotermal arama ve üretim şirketinin genel müdürü Metin Yazman, Manisa Alaşehir’de 2012 yılında lisansı alman 24 MW’lik JES yatırımının bu yıl mayıs ayında devreye almayı planladıklarını belirtiyor. 2008 yılında İl Özel İdare-si’nden kiralanan sahada 16 tane sondaj yapıldı. Bölgede erişilen suyun sıcaklığı 200 derece.
Yazman, bu verimli sahada ilk etap yatırımın ardından bir yıl sonra 24 MW kapasiteyi daha devreye alacaklarım belirterek, toplamda üç yıl içinde 150 MW’ye çıkacaklarını vurguluyor. Grubun bu alandaki toplam yatırım tutarı toplamda 600 milyon doları bulacak. Jeotermalde sera, termal otel ve ısıtma şeklinde entegre yatırımlar yapılması planlanıyor.
30 LİSANSI VAR
Enerjia ve Enerjeo, Jezt-Der Başkanı Ufuk Şentürk’ün sahip olduğu iki jeotermal yatırım şirketi. İlki jeotermal sahalarda arama ve sondaj yaparken, diğeri keşif yapıldıktan sonra tesis kurulması ve işletilmesini gerçekleştiriyor.
Şentürk’ün verdiği bilgiye göre, şirketin elinde 30 tane arama lisansı var. İzmir, Manisa, Konya, Afyon, Hatay ve Yozgat’da saha çalışmaları sürüyor. Tamamlandığında Ar-Ge ile birlikte 65 milyon dolarlık yatırım toplamına ulaşılacak. Şentürk, 2014 yılsonunda 20 MW’lik bir JES’in devreye alınmasının planlandığını söylüyor.
Erkan Kızılocak
Makalede Türkiyenin en büyük, Avrupanın ise ikinci büyük jeotermal enerji üreticisi olan Güriş Holding’e yer verilmemesi haberi yapan Erkan Kızılocak adına vahim ve üzülesi bir durum.