Petrol Zengini Suudi Arabistan’ı Tanıyalım
ABD’nin Arap Yarımadası’ndaki en önemli müttefiki olan Suudi Arabistan, günde 9 milyon varil petrol üretimiyle dünyanın en büyük ham petrol üreticisi ve ihracatçısı olma özelliğine sahip. Dünya petrol rezervlerinin yüzde 20’si Suudi Arabistan’da yer alıyor. Bu petrol varlığı, ülkeyi kısa sürede küresel ekonomik güçlerden biri haline getirdi. Fakat ekonomisinin gelişiminin aksine ülke, demokratik reformlarda hala çekingen süreçler yaşıyor.
Suudi Arabistan, şeriat yasalarının anayasa olarak kabul edildiği bir krallık. Mutlakıyete dayalı bir düzen bulunuyor ve bizzat Kral bakanlar kuruluna başkanlık ediyor. Hem yürütme gücünü, hem yasama gücünü elinde tutan Kral, kendi atadığı Bakanlar Kurulu’nun kararlarını veto etme hakkına sahip.
Kral’ın belirlenmesiyle ilgili reformlar da söz konusu. Kral artık halefini kendi seçemeyecek. Bunun yerine Kraliyet ailesi üyelerinden oluşan Biat adlı özel bir konsey gizli oylama yöntemiyle yeni kralı belirleyecek. Üç aday ise Kral tarafından tespit edilecek. Ancak Konsey yönetim için yetersiz gördüğü kralın haklarını elinden alma gücüne sahip olacak.
Kraliyet ailesinin yönetiminde petrol gelirleriyle zenginleşen halk, son yıllarda daha fazla demokratik hakka sahip olmayı talep ediyor. Bunların en başında kadınlar geliyor. Suudi kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmıyor. Önümüzdeki yıllarda bu yasağın sona ermesi beklenirken, Suudi kadınlara getirilen ve dünyada eşi benzeri olmayan bir başka yasak ise araba kullanma yasağı. Dünyada kadınların direksiyon başına geçmesinin yasak olduğu tek ülke olan Suudi Arabistan’da birçok kadın ‘yasadışı’ olarak araba kullanıyor.
Yakın bir süreçte Kral Abdullah, kadınlara seçme ve seçilme hakkının verileceğini ilan etti. Kralın açıklamasına göre, kadınlar 2015’teki yerel seçimlerde oy kullanabilecek ve aday olabilecek. Seçme ve seçilme hakkı tanınmış olsa da kadınların eşit haklara ulaşması için atılması gereken daha çok adım var.
Suudi Arabistan’ın küresel ticaretteki gücü ve refah seviyesi göz kamaştırıyor. Sosyal adaletteki dengesizlikler ise ülkenin en belirgin olumsuz özelliği. Bol petrole ve az demokrasiye sahip bu ülkenin ekonomisine ve sosyal-kültürel yapısına daha yakından bakalım…
SUUDİ ARABİSTAN PROFİLİ
Resmi Adı Yüzölçümü Nüfusu Başkent (Nüfusu) Önemli Şehirler (Nüfusu) Dili Dini Yönetim Şekli Para Birimi |
Suudi Arabistan Krallığı 2,149,690 km2 29,8 milyon Riyad (4,7 milyon) Cidde (3,6 milyon) Mekke (1,7 milyon) Medine (1,3 milyon) Damman (1,3 milyon) Arapça İslam Mutlak monarşi Suudi Arabistan Riyali (SAR) |
Petrol İle Yaratılmış Zengin Ekonomi
Dünyanın en önemli petrol ekonomisi Suudi Arabistan, bugün sahip olduğu rezervlerle önümüzdeki 85 yıl boyunca petrolün gücünden faydalanmaya devam edecek. Kamu ve ihracat gelirlerinin yüzde 90’ı petrol sektöründen elde ediliyor. S. Arabistan’ın siyasi ve ekonomik anlamdaki en büyük silahı petrol.
Ortadoğu’nun ve Körfez’in en dindar ve içe kapalı ülkelerinden biri olan Suudi Arabistan, geçen yüzyılın başına kadar az gelişmiş bir çöl krallığıydı. Mekke ve Medine’yi ziyarete gelen hacılara ve hurma dışsatımına bağımlı olan Suudi Arabistan’ın kaderi 1936’da ülke topraklarında petrolün bulunmasıyla değişti. Hurma satışı halen devam etse de artık ekonomisinin temeli petrole dayanıyor. Petrol, hızlı gelişen bir süreç içerisinde ülkeyi küresel ticaretin en önemli aktörlerinden biri haline getirdi. Dünyadaki petrol varlığının beşte biri Suudi Arabistan’da bulunuyor. Rezervlerin 85 yıl süreyle ülkeye petrol gelirleri sağlamaya devam edeceği tahmin ediliyor.
Mevcut ekonomik yapısıyla Suudi Arabistan, uluslararası piyasalarda petrol fiyatlarının gösterdiği iniş ve çıkışlardan doğrudan etkileniyor. Ham petrol üretiminin yanı sıra petrole dayalı sanayilerin ekonomi içerisindeki ağırlığı dikkat çekiyor. Toplam ihracat ve kamu gelirlerinin yüzde 90’ının petrol ve ilgili sektörlerden oluşması nedeniyle ülkenin ekonomik performansında petrol fiyatlarının önemli bir etkisi bulunuyor. S. Arabistan, petrol ihraç edip ihtiyacı olan mal ve hizmetleri ithal etmek şeklinde petrol kaynaklarından yararlandığı gibi, ülkesi için bu ucuz enerji kaynağını kullanarak refah düzeyini artırıyor.
Dünya petrolünün yüzde 20’si
Suudi Arabistan dünyada en fazla kanıtlanmış petrol rezervlerine sahip ülke. Petrol rezervinin büyüklüğü tahmini olarak 264 milyar varil seviyesinde. Bu rakam, dünya petrol rezervlerinin yüzde 20-21’i demek. Petrolün büyük bölümünü çıkaran Saudi Aramco şirketi, petrol sektöründe ülkede tekel konumunda. Suudi ailesinin bu şirketteki payı 1973’te yüzde 25 ikerî, 1974’te yüzde 60’a, 1980’de de yüzde 100’e yükseldi. Ülkede yabancı yatırıma izin vermek yerine anahtar teslimi sözleşmeler tercih ediliyor. Bu sistemde, yabancı yükleniciler teçhizatları tedarik ediyor ve altyapıyı oluşturuyor, mülkiyet ve işletme (Amerikan Chevron tarafından işletilen Neutral Zone dışında) Saudi Aramco’da bulunuyor.
Suudi Arabistan’daki petrol üretim tesisleri Eastern Bölgesi’nde yoğunlaşıyor. El Huber’de çıkarılan petrol de ülke ekonomisine yüksek katkılar sağlıyor. El Huber dışında; Ash Sharqiyah ve çevresinde de önemli petrol tesisleri bulunuyor. Dhahran’da, Dammam’da, Al Qatif’te ve bunların dışında birçok şehirde petrol çıkartılıyor.
Dünya doğalgazının yüzde 5’i
Ülkenin kanıtlanmış doğalgaz rezervlerinde artış yaşanıyor. S. Arabistan’da, 7.17 trilyon m3 doğalgaz rezervi olduğu tahmin ediliyor. Bu miktar tüm dünya toplam gaz rezervinin yüzde 5’ini teşkil etse de, İran ve Katar’daki rezervlerden daha düşük. Hawiyah ve Ras Tanura’da doğalgaz işleme tesisleri yer alıyor. Basra Körfezi kıyısındaki Cuhail ve Kızıldeniz kıyısındaki Yanbu’da kurulan yeni ve büyük sanayi merkezlerinde, enerji kaynağı olarak petrol yataklarından boruyla getirilen doğalgaz kullanılıyor. Likit doğalgaz üretimi ise günlük 1 milyon varilin üzerinde. İç piyasadaki doğalgaz talebinin 2030 yılında iki katma ulaşacağı tahmin ediliyor.
KADINLAR “KENDİ DOĞALARINA UYGUN” İŞLERDE
Suudi Çalışma Bakanlığı, kültürel alışkanlıklara ve geleneklere rağmen Suudi kadınların istihdamını teşvik ediyor. Ancak işverenler, düşük ücretlerle çalışan yabancı işçileri istihd etmeyi tercih ediyor. Kadınların otomobil sürmelerinin yasak olması ve ülkede gelişmiş bir ulaşım ağının olmaması gibi faktörler nedeniyle kadınlar ya çalışma hayatından uzak bırakılıyor ya da şoför kullanıyor.
Yeniden düzenlenen İş Kanunu’na göre kadınlar “kendi doğalarına uygun” herhangi bir sektörde çalışabiliyor. Kanun’daki bu ifade, farklı yorumlara açık olduğu için kadınların iş hayatındaki konumu oldukça zorlaşıyor. Suudi kadınlar, özel sektörde çalışanların sadece yüzde 1’den azını oluşturuyor.
Performansı petrol fiyatları belirliyor
Ülkenin GSYİH’sindeki artış, petrol fiyatları, petrol üretimi ve OPEC’in fiyat politikaları ile yakından ilişkili. Uluslararası petrol fiyatları arttıkça iş çevrelerinin ve tüketicilerin güveninin yanı sıra kamu gelirleri ve harcamaları da artıyor. Petrol dışındaki sektörler, ekonominin çeşitlendirilmesine yönelik çalışmalarla birlikte giderek önem kazanmaya başlıyor. Petrol dışındaki sektörlerde özel sektörün üçte iki oranında ağırlığı bulunuyor. Özel sektör ithalat, toptancılık ve perakendecilik, finans, inşaat, ziraat, madencilik ve hizmet sektöründe yoğunlaşıyor.
Özellikle konut piyasası ve inşaat malzemeleri gibi arzın kıt olduğu alanlarda yaşanan talep artışı nedeniyle enflasyon üzerinde oluşan bu baskı, gıda fiyatlarındaki artışın ve Suudi Arabistan Ri-yali’nin endekslendiği ABD dolarının diğer önemli kurlar karşısındaki zayıflığının etkisiyle daha da artıyor. Petrol ürünleri, temel gıda maddeleri ve ilaç gibi üretim alanlarında ise fiyat kontrolleri ve sübvansiyonlar devam ediyor. Economist Intelli-gence Unit’in tahminlerine göre, 2010-2014 yılları arasında reel GSYİH’nın yıllık ortalama yüzde 3,7 oranında büyümesi bekleniyor. Ülke geçen yıl yüzde 3,4 oranında büyüme performansı yakaladı. Uzun dönemde petrol, ihracat ve kamu gelirleri en önemli yapıtaşı olmayı sürdürecek. Bu durum ise ülke ekonomisinin dış şoklara karşı kırılgan yapısının devam etmesi anlamına geliyor.
Petrolden sonra ne olacak?
Ülkenin, mevcut petrol rezervlerinin önümüzdeki 85 yıl boyunca yeterli olacağı tahmin ediliyor. Fakat S. Arabistan, petrole bağımlı ekonomisinden elde ettiği gelirlerle geleceğinde güçlü bir sanayi yaratmayı amaçlıyor. Zira petrol varlığı eninde sonunda bitecek ve ülke üretimde çeşitlemeyi sağlamak zorunda. Suudi Arabistan hükümetinin ekonomiyle ilgili öncelikli hedefi, tabii kaynaklara ve yabancı emeğe bağımlılığı azaltarak geleceği daha fazla güven altına almak. Bunun için yerli sanayinin gelişmesi teşvik edilirken yabancı işçi çalıştırılması üzerine sınırlamalar getiriliyor. Suudi vatandaşlara, yabancı işçi getirme ve kefil oldukları bu yabancılardan kefalet bedeli alma izni veriliyor.
Doğal kaynaklara bağımlılığı azaltma hedefleri doğrultusunda “Kral Abdullah Şehri” isimli yeni bir şehir oluşturma planı uygulanmaya başlandı. 30 milyar dolar harcanarak oluşturulacak bu şehrin bir sanayi şehri olması planlanıyor. Kral tarafından desteklendiği için gelecek yıllarda bu şehirde yapılacak yatırımlara teşvikler sağlanması muhtemel.
Kamu yatırımlarının artırılarak ekonomik çeşitliliğin sağlanması ve yabancı yatırımcıların ülkeye çekilmesi, yüksek yaşam standartlarının korunması açısından önem verilen ekonomik politikalar. Aynı zamanda, bakanlıklarda ve diğer kamu kuruluşlarında da özel yatırımların çeşitli yollarla teşvik edilmesiyle ilgili çalışmalar da yürütülüyor. Hızla artan genç nüfusa iş imkânları yaratılama-masmın göçmen işçilerin sayısı artmaya devam ettiği sürece sosyal düzen üzerinde büyük bir tehdit oluşturacağı tahmin ediliyor. Bu nedenle bir yandan işgücünün eğitim seviyesinin yükseltilmesi ve niteliklerinin geliştirilmesine çalışılıyor, bir yandan da bazı sektörlerde yalnızca Suudiler’in istihdam edilmesi uygulamasına geçiliyor.
Lüks, şatafat ve Riyad
Suudi Arabistan halkı ithalatın büyüklüğüne rağmen, oldukça yüksek bir refah seviyesinde yaşıyor. Halkın barınma sorunu yok, genellikle geniş ve serin evlerde yaşıyorlar. Lüks arabalar yoğun talep görüyor. Sağlık ve eğitim hizmetleri devlet tarafından temin ediliyor. Ev hizmetleri dahil tüm zahmetli işler yabancılar tarafından yapılıyor. Başkent Riyad, Suudilerin ihtişam ve lüks anlayışını sergileyen bir kent. Suudi Arabistan’daki zenginliğin büyük kısmı bir sermaye ve fınans merkezi olan Riyad’da toplanıyor.
Suudiler “düşük” işlerde çalışmıyor
Suudi Arabistan’da, emek piyasası diğer Körfez ülkelerine benzer bir yapıya sahip. Suudi vatandaşları (çoğu erkek), kamu sektöründe çalışanların yüzde 90’mdan fazlasını oluştururken göçmen işgücü ise özel sektör çalışanlarının yaklaşık yüzde 90’mı oluşturuyor. Toplam işgücünün ise yaklaşık yüzde 80’ini göçmenler oluşturuyor. Göçmen işçiler, işverenlerine bir ‘sponsorluk sistemi’ ile bağlı olduğundan kendi kendine iş aramaları ve işverenlerinin izni olmadan iş değiştirmeleri mümkün değil. İşverenin bakış açısından göçmen işçi çalıştırmak ucuz ve kolaylıkla işten ayrılamayacağı için oldukça kârlı bir durum.
BÜYÜME YAVAŞLAYACAK
Ekim 2013 tarihli HSBC Küresel Bağlantılar (HSBC Global Connections) raporuna göre, Suudi Arabistan’ın GSYH’deki büyümesinin yavaşlayacağı tahmin ediliyor. Büyümedeki bu yavaşlama, petrol üretimi ve devlet harcamalarındaki azalma ve zayıf küresel beklentiler gibi çeşitli etkenlerin bir sonucu olarak yorumlanabilir. Büyüme esasen petrol haricindeki sektörlerden kaynaklanıyor.
Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinin tam ortasında yer alan Suudi Arabistan’ın başlıca endüstrileri, ham petrol ve doğal gaz üretimi ve rafinasyonu. Hükümetin ekonomik reformlar yapma ve özellikle ulaşım, eğitim, sağlık, bilgi-iletişim teknolojisi, yaşam bilimleri ve enerji alanlannda, özel sektörün ve yabancı yatınmın büyümesini teşvik etme yönündeki çabalan sonucunda, petrol haricinde kalan sektörün büyüme hızının son zamanlarda artış gösterdiği görülüyor.
HSBC Dış Ticaret Güven Endeksi, hâlâ küresel ortalamanın oldukça üzerinde olsa da, üst üste üçüncü kez düşüş göstermiş oldu. Bunun sebebi, petrol piyasasındaki zayıflama ve kilit piyasalardaki büyümenin yavaşlaması.
Suudi Arabistan, ekonomisini çeşitlendirdikçe ve altyapısını geliştirdikçe, ülkedeki altyapı malları ithalatının artması bekleniyor.
Çin, Hindistan ve Kore’nin, artan enerji ihtiyaçları sebebiyle 2030’a kadar en fazla ihracatın gerçekleşeceği ülkeler haline geleceği tahmin ediliyor.
Gerçek mal ihracatındaki artışın, petrol ihracatındaki azalma sebebiyle yavaşlayarak, 2011’de yüzde 11 ve 2012’de yüzde 4 olan seviyelerinden, 2 013 ’te yalnızca yüzde 1,5 ve 2014’te de yüzde 2’ye düşeceği tahmin ediliyor. Ancak başta petrol sektörü tarafından desteklenmeye devam edecek olan ticaretteki bu büyüme, gittikçe Asya’nın ham madde ihtiyacının hızla artacağının tahmin edildiği, sanayileşmekte olan ekonomilere odaklanacak. Bununla birlikte, ihracat tabanı yavaş yavaş çeşitlenerek, plastik, petrokimya ve ilaç gibi rekabet avantajı taşıyan sektörlere yayılıyor.
BÜYÜME İÇİN DONANIM-Altyapı neden önemli
Altyapı endüstrileri, altyapıya yönelik ara mallar ve işletmelerin üretimlerini artırmak için ihtiyaç duyduğu yatınm ekipmanları, ekonominin üretim kapasitesine olan katkılarından ötürü önem arz ediyor.
Suudi Arabistan’ın mal ihracatı içinde altyapı mallarının payı yalnızca yüzde 15 seviyesinde ve bu durum ülkenin petrol harici endüstriyel tabanı ve altyapısının ne kadar az gelişmiş olduğunu gösteriyor.
Ancak ithal ettiği mallar içinde altyapı mallarının payı neredeyse yüzde 43 seviyesinde ve bu durum da ülkenin yatınm ihtiyaçlanmn ne kadar yüksek olduğunun bir göstergesi. Bu payın, hükümetin sanayileşme ve ekonomik sektörleri çeşitlendirme konularında giderek artan kararlılığı sayesinde 2020’de yüzde 47’ye kadar yükselmesi bekleniyor. Çünkü Krallık, ham petrol talebinde meydana gelebilecek olası bir düşüşten ve petrol harici sektörlerdeki mali açıktaki artışın sürdürülemez oluşundan giderek daha fazla endişe duyuyor.
HSBC Dış Ticaret Güven Endeksi
Suudi Arabistan Dış Ticaret Güven Endeksi 127, l’lik puanıyla, 112 puan seviyesinde olan küresel endeksin üzerinde seyrediyor. Ancak 2013 yılı başlanndaki 133Tük seviyesinden gerilemiş durumda ve bu üst üste üçüncü gerileme kaydettiği dönem olarak dikkat çekiyor. Bunun sebebi, hem ihracat hem de ithalat (ama özellikle ihracat) rakamlannın azalmış olması, bu durum da, esasen hem fiyatların hem de yurt içi üretimin düşüş gösterdiği zayıf petrol piyasasından kaynaklanıyor.
Sınır Ötesi Ticaret
HSBC Dış Ticaret Güven Endeksi, 2013 yılı başlanndaki yüzde 40’lık payından keskin bir düşüşle yüzde 22’lik paya gerileyen Büyük Çin’in, ticarette hâlâ en fazla umut vadeden bölge olduğunu gösteriyor. Bu durumun sebebi Çin’in büyümesindeki ani yavaşlama. Buna karşılık, Orta Doğu’nun payı, zengin Körfez ülkelerinin artan büyüme hızları sayesinde yüzde 12’den yüzde 19’a yükselmiş durumda.
Ticaret Koridorları
Toplam mal ihracatında altyapı mallarının payı, sanayi gelişiminin ve petrol dışında çeşitlenmesinin azlığı ve dolayısıyla bu tür malların üretimindeki düşük kapasite sebebiyle oldukça düşük, yüzde 15 seviyesinde.
Buna karşılık, toplam mal ithalatı içinde altyapı mallarının payı neredeyse yüzde 43. Bunun sebebi Suudi Arabistan ekonomisinin kendisini çeşitlendirebilmek için çok yüksek miktarda yatırıma ihtiyaç duyuyor olması.
Büyük Çin, yüzde 30,8’lik payıyla, başta inşaat sektörü olmak üzere çoğu sektörde ticaret için en fazla umut vadeden bölge konumunda. Orta ve Doğu Avrupa (ağırlıklı olarak Almanya) yüzde 18’lik payıyla imalat sektörünün en fazla ticaret yaptığı bölge durumunda.
Dış Ticaret Fırsatları
Devlet, ihracat tabanını petrol dışında çeşitlendirmek için giderek daha fazla çaba sarf ediyor. Hâlihazırda petrol dışındaki mal-lann ihracatı, petrol ihracatından daha büyük bir hızda büyüme gösteriyor.
Güçlü büyüme göstereceği tahmin edilen en önemli sektörler arasında plastik, gübre, ilaç, petrol dışındaki madenler (alüminyum, çelik ve altın dâhil), kimyasal maddeler, hatta otomotiv montaj ürünleri bulunuyor.
Uzun vadeli görünüm
Suudi Arabistan’ın, hızlı büyüyen ekonomilerden ve onların enerji ihtiyacından, özellikle bu ekonomiler gelişmiş ekonomilerden daha yüksek performans sergilemeye devam ettikçe ve büyüyen bu piyasalar arasındaki ticaret geliştikçe, avantaj elde etmesi bekleniyor. Petrol fiyatının 2030’a kadar her yıl yüzde 3’ün üzerinde artacağı tahmin edildiği için, petrol ihracatı payının yüksek bir seviyede kalmayı sürdürmesi bekleniyor.
İzlenmesi gereken ticaret koridorları
Bölgesel olarak bakıldığında, uzun vadede Asya’nın (Japonya hariç) ihracattaki artışı daha da fazla destekleyeceği tahmin ediliyor. 2012-2030 arasındaki dönemde, Asya ülkeleri olan Vietnam (yıllık yüzde 11), Çin (yıllık yüzde 10), Hindistan (yıllık yüzde
10) ve Malezya’nın (yıllık yüzde 9) en fazla ihracat artışının yaşanacağı dört ülke olması bekleniyor. Ancak hızla büyüyen Türkiye’nin de yılda yüzde 8’lik bir pay ile onların arasına katılması öngörülüyor.
2030 yılına kadar başta gelen ihracat sektörlerinin sıralamasında çok az değişiklik gerçekleşmesi bekleniyor.
Petrol ve ürünleri liderliği sürdürürken, onları plastiğin takip edeceği tahmin ediliyor. Ancak 201 l’de dördüncü sırada yer alan kimyasal maddelerin, endüstriyel makinelerle yer değiştirerek üçüncü sıraya yerleşmesi bekleniyor. 2030’a gelindiğinde, en fazla ihracatın gerçekleştirileceği ülkenin Çin olması, onu Hindistan ve Kore’nin takip etmesi bekleniyor. 2011’de birinci sırada yer alan Japonya’nın, beşinci sıraya gerilemesi bekleniyor.
Benzer şekilde, ABD’nin de üçüncü sıradan dördüncü sıraya düşeceği tahmin ediliyor. 2013-2015 döneminde olduğu gibi, 2021-2030 yılları arasında da en hızlı büyüyen dört ithalat kaynağının, aynı ülkeler olmamakla beraber Asya’da olması bekleniyor. İlk dört sırayı Vietnam (yıllık yüzde 12), Hindistan (yıllık yüzde 11), Bangladeş (yıllık yüzde 11) ve Çin’in (yıllık yüzde 11) alması tahmin ediliyor.
Endüstriyel makineler ve ulaşım ekipmanlannın ise zirvedeki iki ithalat sektörü olmayı sürdürmesi bekleniyor.
Altyapıya odaklanmak
2030 yılında mal ithalatının, 2013’te yüzde 43 olan seviyesine kıyasla, yüzde 51’inin altyapıyla ilgili olacağı tahmin ediliyor. Buna karşılık, altyapı ile ilgili ihracat payının yaklaşık yüzde 15 seviyesinde sabit kalacağı düşünülüyor.
Suudi Arabistan’ın, hızlı büyüyen ekonomilerden ve onların enerji ihtiyacından, özellikle bu ekonomiler gelişmiş ekonomilerden daha yüksek performans sergilemeye devam ettikçe ve büyüyen b piyasalar arasındaki ticaret geliştikçe, avantaj elde etmesi bekleniyor.
Altyapıyla ilgili ithal malların büyük bölümünü yatınm ekipmanlarının oluşturması, ancak altyapıya yönelik mal ithalatının daha hızlı artış göstermesi bekleniyor. Ham petrol talebinde meydana gelebilecek olası bir düşüşten ve petrol harici sektörlerdeki mali açıktaki artışın sürdürülemez oluşundan giderek daha fazla endişe duyulması, hükümetin sanayileşme ve çeşitlendirme konularında giderek artan kararlılığının nedenini açıklıyor.
Hükümet politikalan deniz ve hava limanlan, kara ve demir yollan gibi büyük altyapı geliştirmelerine odaklanmış durumda. Bu odaklanmanın, yurt içi faaliyetleri desteklemenin yanı sıra Suudi Arabistan Krallığı’nın stratejik konumundan yararlanarak, bölgenin önde gelen ulaşım ve lojistik merkezlerinden biri olmasına yardımcı olacağı düşünülüyor.
Sonuç:
Suudi Arabistan ekonomisinden beklenen gücün, hem ihracatçılar hem de ithalatçılar için devasa fırsatlar yaratarak, sanayi tabanını çeşitlendirme ve altyapıyı geliştirme çabalanyla desteklenmesi bekleniyor. Özellikle endüstriyel makine ve ulaşım ekipmanı ithalatının güçlü seyredeceği tahmin ediliyor. İhracatçı-lann yanı sıra petrol sektörü açısından, plastik, gübre ve kimyasal maddeler gibi petrol harici sektörlerdeki büyümenin hızlanması bekleniyor.
Selamun aleykum
bu karakterleri youtube a yazalım
PA9GEVCQLUE
bu teknik İza caae nasrullahi vel feth tir
İnsanların dalga dalga Allah ın dinine girdiğini gördüğünde
toplam 4 video var
Allah rızası için bu tekniği uygulayıp insanlara tavsiye edelim.
Es selamu ala men ıttebeal huda (Taha 47)