Türkiye, 2014’ün neresinde olacak?
Türkiye’de yaşanan olaylar 2014’ün zorlu geçeceğine ilişkin ipuçları veriyor. Dünya’da ise genel bir iyimserlik havası hâkim.
Türkiye, 2014’ün neresinde olacak?
GELECEK yıla ilişkin sosyal, ekonomik ve politik tahminler bulunduğumuz yılın son günlerinde daha bir önem kazandı. Türkiye’nin yaşadığı sıkıntılı sürecin etkil’eri bir süre daha aynı tonda devam edecek gibi görünüyor. Önümüzde yıl erken seçim başta olmak üzere bazı sürprizler ortaya çıkabilir. Bu süreci küresel fotoğrafın bütünü içinde değerlendirmek önemli. Çünkü günümüzde hemen her gelişmenin iç bünyede yaşanan olaylar kadar küresel gelişmelerle de ilintili olduğu görülüyor.
Sonuçlar ne olursa olsun gelişmekte olan ülkeler bazında 2014’ü küresel konjonktür içinde bir yerlere oturtmamız mümkün. Politik değil ama en azından sosyolojik trendler açısından.
Kısa bir süre önce ‘Dünya Ekonomik Forumu’ tarafından yayınlanan bir çalışmada ustalıkla filtre edilmiş bazı başlıklara rastladım. Teşhisler kısmen bizi de ilgilendiriyor. Türkiye’ye açıkça yer verilmese de rakamsal verileri fazla kurcalamadan yapılan yorumların satırbaşlarını Para Dergisi okurlarıyla paylaşmakta yarar görüyorum.
Amacım sosyolojik açıdan dünyanın nelerle ilgilendiğini birkaç satırla ortaya koymak, Türkiye’nin nerede olduğunu ya da olabileceğini tahmin etmenizi sağlamak. Acaba dünyanın gündeminde neler var?
TÜRKİYE DÜNYANIN NERESİNDE?
Kesin bir kehanet değil ama ‘Dünya Ekonomik Forumu’ açısından 2014 itibariyle küresel gelecek için bildiğimiz şeyler konuşuluyor: Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da toplumsal gerilimler aynı hızla dünya gündemini işgale devam edecek. Mısır ve Suriye politik açıdan önemli bölgesel odak olma durumunu yeni yılda da tüm ağırlığıyla koruyacak. Tabii bu arada İran’ı da unutmamak lazım…
Bölgede istikrarsızlık 2014’te geçen yıla göre biraz daha artacak. Ortadoğu’da toplumsal gerilimi doğuran unsurların başında mevcut yönetimlerin demokratik anlamda kurumsallaşmış olması geliyor.
Bazı sosyolojik tespitler de var: Örneğin kaos halindeki Irak ve Suriye dışarıda bırakıldığında yönetimlerden tatmin olmayan insanların oranı şöyle: Filistin yüzde 88, Lübnan yüzde 82, Mısır yüzde 62, İsrail yüzde 58, Ürdün yüzde 57 ve Türkiye yüzde 48. Bu memnuniyetsizlik tablosu yorumlara göre yeni yılda daha da artabilecek. (Ve tam burada ufak bir not düşmem gerekiyor; araştırmalarda elde edilen sonuçların tümü kabul edilebilir nitelikte varsayılabilir. Ama neden Türkiye Ortadoğu’nun asli üyesi gibi gösteriliyor? İşte burası 2014 ortamı için tartışılmaya değer bir konu.)
YOKSULLUKLA MÜCADELE ÖNEMLİ
‘Dünya Ekonomik Forumu’na göre dünyada her şeye rağmen az da olsa refah iklimi kendini hissettirmeye devam edecek. Tek şartla ki, gelir adaletsizliğini önlemede batılı ülkelerin samimi rol oynaması çok önemli. Uzun vadeli ortak bir vizyona ihtiyaç olduğu daha bugünden görülüyor.
Batı ekonomilerinde yaşanan sarsıcı depresyon 2014 itibariyle hızla düzelmeye başlayacak. Yakın geçmişten çıkarılan dersler yoksul zengin arasındaki uçurumu kapatmada yepyeni bir iklim oluşturabilecek.
Araştırma verilerine göre, bazı ülkelerde sosyal içerik hala hissedilir şekilde egemen güçlerden yana. Örneğin sosyal adaletsizlik denince AB üyesi olan Yunanistan burada hemen dikkat çekiyor. İkinci sırada Şili var. Liste Brezilya’yı da içine alıyor. Avustralya ise bu konuyu çözmüş ülkelerin en başında geliyor.
Türkiye için bir öneri yok ama konuyu istikrara taşıyacak ana unsurun siyasal çalkantı döneminin şöyle ya da böyle sona ermesi gerektiği söylenebilir.
İŞSİZLİK: 2014’ÜN BAŞ BELASI!
Belki bir paradoks ama dünyada kalıcı işsizlik 2014’te de maalesef aynı hızla devam edecek. Yeni yılda işsizlik bazı ülkelerde kısmen düşerken bazılarında hızla artacak. En büyük korku genç işsizlerde görülen kaygı verici yoğunluk…
Konuyu dünyada yaşlanan nüfusa bağlayanların tezleri yeni yıldan itibaren geçerliliğini yitirecek. Önemli olan popülist siyasetin küresel bazda konuyu artık daha iyi anlaması. Çünkü genç bireyler arasında görülen işsizlik furyası ileride tam bir baş belası olabilir.
Asya 2014 için bu konuda daha şanslı.
Kalıcı işsizliğin giderilebileceğine inananların sayısı Asya’da yüzde 31’lerde iken Kuzey Amerika’da yüzde 53, Afrika’da yüzde 80’ler dolayında. ABD her şeye rağmen 2014’e umutlu bir giriş yapıyor. Kalıcı işsizlik oranı hızla düşebilecek. Türkiye’de ise istikrarın bozulma eğilimine girmesi bu konuda ciddi bir endişe kaynağı olabilir.
BBG’ SENDROMU BİR HASTALIK MI?
Türkçe ifadesiyle ‘BBG’ (Biri Bizi Gözetliyor) modası dünyada geçici bir sendrom olmaktan çıkmış rutin bir hastalık haline gelmiş. Buna ek olarak korkunç ‘siber tehditler’ hızla tavan yapma eğiliminde.
Tahminlere göre şimdi hedefte yüzde 24’le endüstriyel işletmeler var. Finans dünyası yüzde 19’la ikinci sıraya düşmüş. Bunu yüzde 17’yle hizmet sektörü ve yüzde 12’yle kamu hizmetleri izliyor.
Sanılanın aksine perakendede bu oran alman önlemlerle yavaşlama eğiliminde. 2014’ten itibaren özel sektör firmaları ve STK’lar (sivil toplum kuruluşları) konuya daha fazla fon ayırıp, duyarlı hale
gelebilecekler. Mevcut gelişmiş yazılımların daha sık güncellenmesi siber terörizm tehlikesini önleyebilir. En büyük sorumluluk elbette hükümetlerde…
Demokratik kurallardan ayrılmadan ortak bir çözüme gidilmesi 2014’ün en büyük beklentilerinden biri. Türkiye bu konuda her zamankinden daha fazla duyarlı olmak zorunda.
Tabii kişisel hak ve özgürlüklere koşulsuz saygı gösterilmesi şartıyla.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN SONUÇLARI
Son dört yılda görülen aşırı hava olayları 2013’te iyice alarm vermiş bulunuyor. İnsanlık 2104’e çok daha duyarlı girecek. ‘Sera gazı emisyonu’ yeni yılda üzerinde en fazla hassasiyet gösterilen tanımlardan biri olacak. Kamuoyu yoklamalarına göre kirlilikten sorumlu tutulan sektörlerin başında enerji ve endüstriyel tesisler geliyor. 2014 yılı çevre ve iklim değişikliğine ilişkin işlerde patlama yaşanmasını sağlayabilecek.
Yeni yılın buluşsal yeniliklerinin çoğu yenilenebilir yeşil enerji kaynakları üzerinden gerçekleşecek. 2014 yılında temiz yakıtlarla ilgili Türkiye’nin ucuz maliyetli bazı sürprizleri olabilir. Nükleer enerji konusu ise tartışılmaya devam edilecek gibi görünüyor.
EKONOMİDE İNANÇ DEĞİŞİKLİĞİ
2014’te küresel ölçekte hükümet politikalarına olan güven duygusu hızla azalacak. İyileşme eğilimi içine giren ABD bu konuda ve en azından ekonomi yönetiminde daha iyimser bir konumda olacak.
Yeni yıla girerken ülkelerindeki ekonomik durumun kötü olduğunu söyleyenlerin yüzdesi 2014’teki küresel eğilim için önemli ipuçları veriyor. İyimserlerin başında şimdilik Çin ve Almanya var. Kötümser birey sayısı yayınlanan verilere göre Çin’de yüzde 10, Almanya’da yüzde 25’ler düzeyinde. İkinci iyimser ülke yüzde 30’luk karamsar popülâsyonla Avustralya. Üçüncü sırada yüzde 32’yle Kanada geliyor.
Öteki uçta ise tümüyle karamsar olan ülkeler var. 2014 için koyu karamsarların başında yüzde 99’la Yunanistan’ın geldiği görülüyor. Onu ilginç biçimde yüzde 83’le İngiltere, yüzde 71’le Japonya ve yüzde 76’yla Mısır izliyor. ABD ortalarda bir yerde olmasına rağmen 2014’ten daha ümitli! Dikkat çeken ayrıntı ise İngiltere ve Almanya arasındaki kötümserlik bazındaki keskin algı farkı…
Türkiye içinse henüz elle tutulur bir veri yok. 2014’te karamsar ya da iyimser olmak politik gelişmelerdeki çalkantının durulmasına ya da seçimlerdeki sonuçlara göre şekillenebilecek.
Ve tabii bu sayılanlardan çok daha fazlası var ama yerimiz maalesef yetersiz. ‘Kadın hakları’, ‘mega kentlerin geleceği’, ‘bireysel güvenlik kaygıları’, ‘küresel liderlik’ ve tüm dünyada ‘ekonomik kararların sosyolojik sonuçları’ gibi…
Her şeye rağmen ben 2014 yılının genelde 7 milyar insana ve özelde Türk halkına mutluluk ve huzur getireceğini umuyorum. Bu duygularla Para Dergisi okurlarımızın yeni yılını en içten dileklerle kutlarım.
Nur Demirok