Alkollü içkilerin toplumdaki etkileri
TBMM’de 2011 bütçesinin sunuluşundan itibaren, bazıları ne hikmetse alkollü içkilerin vergilerine taktılar. Ve bu vesile ile iş, içki içilmesi, içkili yerlerin işletilmesine de sıçradı.
Bir ildeki emniyet müdürü, içkili mekânlara çocukların anne babalarıyla da olsa, girmelerini sakıncalı gören bir yönetmeliğe göre, bir uygulama yapmaya kalkışmış. Bir hukukçu sivil toplum kuruluşu idarecisi olduğunu söyleyen yine bir hukukçu baba orada ve alkollü. “Böyle bir uygulama nasıl olur! Hangi devirde yaşıyoruz. Bu ne geriliktir” diye haykırıyor. Şimdi suçlu Polis. Güçlü ise polis diyor ki: “Aman kardeşim el kadar yavrunu sen korumuyorsun. Ama ben yasal görevimden dolayı korumak istiyorum.” Sonunda polis ve devlet haksız çıktı. Haykıran ise haklı. Ve özür dilemeler. Peki o hukukçu yarın çocuğu delikanlı olduğunda, bir arkadaşıyla arabaya atlayıp hız denemeleri yaparken, arabaları parçalandığında, cesetlerle bira ve sair içki şişeleri birbirine karşınca ne deyip de ağlayacak! Bab-ı âlinin yıllanmış bir kalemi, merhum İsmail Cem’le Boğaz’daki “Rakı-Mangalda Balık” keyfini özlem ve hüzünle yazıyor. Bir de çakır keyf masalarındaki Boğaz türküsüyle ağlıyor. Ama o yazar kayığında rakısını içip, şarkısını mırıldanırken şöyle bir etrafına bakınmış mıdır ki?.. Hemen yanı başındaki diğer bir kayıktaki, sırtında kalın balıkçı muşambası ile çoluk çocuğunun rızkı peşindeki ihtiyar balıkçıyı gördü mü; o şerefli ihtiyar, onlara acaba ne gözle bakmıştır. Hani âdettir, bazı siyasetçiler çok yapar. Mesela “Dünyada şöyle şöyle yapan bir ülke daha yok” gibi. Sanki saymış bütün dünyayı biliyor ve “en kötüsü bizim ülke” demeye getirirler. Tabii ki külliyen hilafı hakikattir. Müsaadenizle bir de ben atayım: “Dünyanın hiçbir yayın organında, böyle ulu orta, alkolizmi teşvik eden bir yazara çizere rastlayamazsınız.” “İyi ya bu işte dünyada tekiz” derseniz ne ala! Yalnız eliniz klavyeye gittiğinde; her gün onlarca gencin üçlü beşli gruplar halinde, hız-alkol kullanımı iş birliği neticesi hayata vedalarını düşünün ve onların anne babaları yerine kendinizi koyun. Yani bir an empati yapın. Vicdanınız kanamıyorsa o zaman da kaleminizi kırın. Çünkü sizin bu topluma artık vereceğiniz bir şey yok demektir.
Dünya tıpçıları, alkolün tam bir uyuşturucu olduğunu resmen söylerken, siz onun reklamını yapamazsınız. Devlet toplumdaki bu çok acil sıkıntılara çare ararken, Boğaz’da rakıyı hâlâ özlemle yâd edecek misiniz?!.