Uluslararası görev yapmadan beynelmilel yönetici olmak zor
Profesyonel görevime Amerikan Westinghouse firmasında 1977 senesinde başlamıştım. İki sene sonra patronum bana Libya’nın Zuara kentinde bir fırsattan bahsetti. Başkent Tripoli’den 70 km uzakta Tunus sınırına doğru olan bu kasabada, Westinghouse deniz suyundan içme suyu elde eden bir fabrika kurmuştu. Bu fabrikayı iki sene boyunca idare etmek görevini de üstlenmişti. Bana bu Zuara’daki fabrikada görev önerdiler. Düşünmeden kabul ettim ve 12 ay boyunca orada görev yaptım. Çalışan işçilerimizin çoğu Bulgar’dı ve aldığımız şartlar arasında bir sene içinde yetiştireceğimiz çalışanların üçte birini Libyalılardan seçeceğimiz sözü de vardı.
Bu görevi kabul etmem için her ay bir hafta sonu Malta’da ve üç ayda bir İstanbul’a gidiş – geliş sözü de verilmişti. Profesyonel hayatımın başında geçirdiğim bu tecrübe benim için çok eğitici oldu. Birçok ulustan insanlarla birlikte çalışmayı, esnek olmayı, az ile yetinmeyi ve zor şartlar içinde başarıyı yakalamayı öğretti.
Bu görevden sonra bana Westinghouse firması güvendi ve Afrika’da, Londra’da ve Asya’da başka görevler de verdi. Ama aynı zamanda kendime güvenimi de artırdı. Beynelmilel yöneticilik, aynen kulüp üyeliği gibi bir şey.
Ne kadar değişik yerde görev yapılırsa o kişi kıdem kazanırken şirketine daha çok fayda sağlayabiliyor. Aynı zamanda bu kişiler, daha kültürlü va daha meraklı oluyorlar ve hayatlarına değişik renkleri dahil edip daha yaratıcı olabiliyorlar. Bu tip görevlerin profesyonel hayatın ön sayfalannda olmasında fayda var. Zira 45 yaşından sonra insanlara uluslararası görev kabul ettirmek daha zor hale geliyor.
Bu yüzden yukarıda önerdiğim uluslararası görevi sevmek ve bunu bir tecrübe ve yükselmek için bir yol olarak görmek gerek. Bir CV’ye baktığım zaman ilk olarak son dört senede nerede, hangi unvanla ve nasıl bir görev yaptığına bakıyorum. Ama hemen arkasından ikinci baktığım nokta bu kişinin uluslararası bir şirket veya uluslararası bir pozisyon geçmişi olup olmadığı.
Hayatımda Kahire, Kiev, Londra gibi şehirlerde çalışmak sayesinde yeni kültürler öğrendim ve dünya görüşümü ilerlettim.
Çok değişik tecrübeler ve fırsatlar yaşadım. Fırsatlar da başka fırsatları getiriyor. Büyük dünya şirketleri en öndeki tepe yöneticilerini yetiştirmek için uluslararası birkaç görevi baştan tasarlıyorlar.
Son olarak bu tip fırsatlar genellikle Paris veya New York’ta değil de daha çok gelişmekte olan ülkelerde oluyor.
Şerif Kaynar