Teknolojik Seralara Büyük Yatırımlar Yapılıyor
Teknolojik seralara yatırım yapmak. Örtüaltı tarımından elde edilen yıllık gelir toplamı 11 milyar TL yi geçti. Son dönemlerde hem klasik hem de jeotermal bölgelere kurulan teknolojik seralara büyük yatırım yapılıyor. Devlet de bu alanda verdiği teşviklerle kesenin ağzını açmış durumda…
İçeriğe Ait Başlıklar
Örtüaltı Tarımında Bol Kazanç Var
HALK dilinde “seracılık” olarak bilinen “örtüaltı tarımı” dünyada ilk hobi olarak başlamış. Kuzey Avrupa ülkelerinde 19. yüzyılın başlarında ticari anlamda önem kazanmaya başlayan örtüaltı tarımın önemi asıl 1950’li yıllardan sonra anlaşılmış ve o dönemden sonra birçok ülkede peş peşe seralar kurulmaya başlanmış.
İdriz Çokal / Para ; Örtüaltı tarımı günümüzde tüm dünyada çok geniş bir yayılma alanı gösteriyor. 2012 yılı tahminlerine göre dünya üzerinde, hem sera hem de tünellerden oluşan yaklaşık 700 bin hektar örtüaltı alanı bulunuyor. Asya kıtası dünya örtüaltı alanlarının yarıdan fazlasına sahip, ardından Avrupa geliyor.
Türkiye’nin bu pazardaki yeri ise küçümsenmeyecek boyutlarda. Toplam örtülü alan açısından Çin ve Güney Kore’nin ardından İspanya ile birlikte üçüncü sırayı paylaşıyoruz. Avrupa kıtasında ise yine İspanya ile ilk sıradayız. Türkiye’de de örtüaltı tarım dünya trendiyle paralellik arzediyor. 1940’lı yıllarda ilk ticari anlamda seralar Antalya’da başlamış, sonrasında Ege ve Marmara’ya yayılmış. Ege’de İzmir bölgesi, Marmara’da ise Yalova öne çıkmış.
2012 sonu itibariyle Türkiye’de 65 bin hektar yani 650 bin dekar alanda örtüaltı tarım üretimi yapılıyor. Seralardan elde edilen yıllık gelir ise 11 milyar TL’yi aşmış durumda. Bu rakamlar 03.6 milyar TL’lik toplam bitkisel üretimin yüzde 12’sine tekabül ediyor.
Tarımsal üretim mevsimsel etkiler nedeniyle belirli dönemlerde yoğunlaşıyor. Seracılık ise bu durumu büyük ölçüde ortadan kaldırıyor. Yaşı 40’ın üzerinde olanlar hatırlar. 1980’li yılların sonuna kadar kış aylarında domates biber, fasulye, salatalık gibi sebzeleri taze tüketmek mümkün değildi. Baharda çıkan ilk mevsim ürünleri “turfanda” olarak adlandırılır ve bu ürünlere özel önem atfedilirdi. Bugün ise pazarlarda, manavlarda her dönem bu ürünleri bulmak mümkün. Ürünlerin yaz ve kış aylarındaki fiyat uçurumları da eskisi gibi fazla değil.
Satın alınabilir fiyatlarla bu ürünlere kış aylarında da ulaşılabiliyor.
İç piyasadan gelen talepler ve ihracat fırsatları seracılık alanına yatırımları her geçen gün artırıyor. Bu yönüyle seracılık yatırımcılar için fırsat oluşturuyor. Dergi olarak tarım alanındaki haberlere sıkça yer veriyoruz. Sera konusunda yaptığımız çalışmada da seracılığın halen cazip bir yatırım alanı olduğunu gözlemledik. Yeni yatırımlarla Türkiye’nin kısa sürede seracılık alanında dünya liderliğine yükselmesi içten bile değil.
Cazip Teşvikler Var
Türkiye’de seralarda üretilen ürünlerin büyük kısmı iç piyasada tüketiliyor. Yüzde 15’i ise ihraç ediliyor. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’mn bu konuda çok önemli bir stratejisi var. Önümüzdeki beş yıl içinde sera ürünlerinin ihracatında artış hedefleniyor. Sera ürünlerinde ihracatın payının yüzde 15’ten yüzde 50’ye çıkarılması amaçlanıyor. Bu çerçevede ciddi destekler veriliyor.
Yatırım aşamasında Ziraat Bankası ile Tarım Kredi Kooperatiflerince yönetmeliklere uygun olarak yetiştiricilik yapan üreticilere, 10 milyon TL üst limite kadar cari faiz oranından yüzde 25-50 indirim yapılmak suretiyle kredi kullandırılıyor. “Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi” projesi çerçevesinde, alternatif enerji kaynakları (jeotermal, güneş enerjisi) kullanılarak yapılan sera projelerine belirli bir üst limite kadar yüzde 50 hibe desteği sağlanıyor.
Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü’ııce yayımlanan 324 ve 335 sıra sayılı Milli Emlak Tebliğleri uyarınca, teknolojik ve jeotermal sera yatırımı yapacak müteşebbislere Hazine’ye ait taşınmazların kullanma izni veya irtifak hakkı tesis ediliyor.” Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar” çerçevesinde, teşvik bölgelerine göre 10-40 dekar arası sera yatırımları bu karar hükümleri çerçevesinde destekleniyor.
Teşvikler bununla da sınırlı değil. İşletme aşamasında da teşvikler veriliyor. “Örtüaltı İyi Tarım” üretimi yapan üreticilere 100 TL/da( Dekar) tarımsal danışmanlık hizmetleri alan üreticilere 600 TL/işletme, örtiialtında bambus arısı kullanan üreticilere dekara en fazla iki adet olmak üzere 60 TL/koloni, kimyasal ilaç kullanımını azaltmak ve biyolojik mücadeleyi teşvik için dekar başına 430 TL, Tarım Sigortaları Desteği kapsamında poliçe bedelinin yüzde 50’si, mazot, gübre, toprak analizi destekleri sağlanıyor.
Seracılık Bölgeleri
Son yıllarda seracılıkta büyük yatırımlar topraksız seralara yapılıyor. Bu konuda her biri fabrika büyüklüğünde olan yatırımlar yapıldığı gözleniyor. Bu yatırımların adresi ise daha çok enerji avantajı nedeniyle jeotermal bölgeler. Son yıllarda jeotermal kaynakların tarımsal faaliyetlerde, özellikle örtüaltı tarımında kullanımı hızla artırıyor. Türkiye, jeotermal ısı potansiyeli bakımından dünyanın yedinci, Avrupa’nın ise ikinci jeotermal kaynağa sahip ülkesi konumunda.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bu jeotermal kaynakları daha etkin kullanabilmek için “Jeotermal Seracılık Geliştirme Projesi” başlattı. Bu çerçevede öncelikli iller belirlendi ve Aydın, Afyon, Denizli, Diyarbakır, Manisa, İzmir, Kütahya, Kırşehir, Konya, Şanlıurfa, Yalova ve Yozgat illerinde çalışmalar başlatıldı. İlk etapta Denizli ve Yalova’da “Jeotermal Seracılık Bölgesi” kurulmasına karar verildi. Bu illerde yatırımlar yapılmaya başladı. Denizli’de daha şimdiden 24 büyük sera kurulmuş ve bir çoğu üretime geçmiş durumda.
Ayrıca Bakanlık tarafından hazırlanan “Alternatif Üretim Yöntemlerinin Desteklenmesi Projesi” kapsamında, 2012 yılından itibaren Jeotermal Seracılık geliştirme faaliyetleri başlatılmıştı. Jeotermal seracılığın önemli avantajlarının bilinmesi nedeniyle birçok kamu kurumu farklı unsurlarla jeotermal seracılığı destekliyor ve teşvik ediyor. Desteklere rağmen şimdilik sadece 3 bin dekara ulaşılabilmiş.
Bakanlık bu rakamın önümüzdeki yıllarda artmasını bekliyor. Görüştüğümüz işadamları da jeotermal alanlardaki seracılık yatırımlarının artacağı beklentisini taşıyorlar. Bakanlık beş yıl içerisinde jeotermal bölgelerdeki sera alanının 3 bin dekardan 25 bin dekara çıkmasını bekliyor. Yatırımcılar için ihtisas bölgelerinde yeni özel teşvikler de gündemde. Dolayısıyla bu işi profesyonelce yapacak büyük sera yatırımcıları için organize tarım bölgeleri cazip bir yatırım alanı olabilir.
Serada Neler Yetiştirilmeli?
Geleceğin tarımsal trendleri seracılık alanında olacak. Ne var ki, son yıllarda geleneksel uğraşılarımız hızla kılık değiştiriyor. Örneğin, GAP Bölgesi dışında bakir topraklar çok azaldı. İklim değişikliği, küresel ısınma ve nihayet çevre sorunları tarımsal girişimcileri yeni tekniklere yöneltiyor.
Eskiden ürün fiyatının görece yüksek olması nedeniyle seralarda turfanda ürün yetiştirilirdi. Şimdi ise pahalı ürünler özel bir ihtimamla yine seralarda yetiştiriliyor. Organik sayılmasa da topraksız tarım uygulamaları seraların içinde yapılıyor.
Sera tarımcılığı toprağı yenilemek için iyi bir seçenek. Ancak tam aksi de söz konusu. Yoğun ilaç kullanımı ve hormon takviyeleri yine seralarda ortaya çıkıyor. En iyi yol, ilaç ve suni gübre kullanmadan değerli ürünleri seralarda yetiştirmek.
Tatlı Patatesin Meziyetleri
Neler yetiştirilmeli? Aslında iş burada düğümleniyor. O kadar çok seçenek var ki… Perakende piyasasında büyük bölümü ithal edilen yumru kök bitkisi “tatlı patates” örneğin… Tatlı patates çok değerli bir besin olmasıyla hemen dikkat çekiyor. Tıbbi nitelikte sağaltıcı özelikleri var. Çin’in bazı bölgelerinde ve Güney Asya’da yetiştirilen türler üzerinde yapılan araştırmalar insanları bazı süreğen hastalıklardan koruduğunu göstermiş. Fiyatı ise normal patatesin katbekat üzerinde.
Değerli bir karbonhidrat kaynağı olan tatlı patates, dünya mutfaklarında ayrıcalıklı bir yere sahip. Bildiğimiz patatesten çok farklı. Gurme tatların yaratılmasında geniş bir seçenek zinciri sunuyor. Pastacılıkta ve hazır ürünlerde önemli bir katkı maddesi… Mutfak kültüründe geniş bir yeri olan tatlı patatesin genç sürgünleri yeşillik olarak tüketilebiliyor. Kök yumruları ise çeşitli sebzelerle birlikte geniş bir lezzet yelpazesi sunuyor:
Kızartılmış, haşlanmış ve kurutulmuş formlarıyla yüzlerce çeşit tat oluşturacak kapasiteye sahip. Antepfıstığı, fındık ve üzümle yapılabilen kombinasyonlar gurme çeşitler arasına giriyor. Kestaneye benzeyen tadıyla tatlı patatesin mutfaklarda ayrı bir yeri var. Tatlı patatesten yapılan cips ve çerezler ise yeni bir trendin temsilcisi.
Domates Yetiştirmek Marifet Değil
Tatlı patates besleyici özelliklerini çok sayıda bileşene borçlu. Lif açısından zengin içeriğe sahip. A vitamini, B kompleks, folik asit, çinko ve beta karoten içeriyor. Asıl lezzet kaynağı ise kendine özgü şeker yapısının aromatik maddelerle yaptığı kombinasyon.
Bu tipik örneği niçin verdim? Artık seralarda domates yetiştirmek marifet değil. Domatesi, patlıcanı, biberi herkes yetiştiriyor. Üstelik bunlar bakımı zor yetiştiricilik türleri. Oysa tatlı patates, toprağı değiştirildiğinde serada ilaçsız yetiştirilebilecek kolay bir ürün. Verim ve fiyat açısından ise klasik ürünlere fark atıyor.
Kısacası, sera yetiştiriciliği buluşsal fikirlerle desteklendiğinde yarınlara açık bir alan. Yakın gelecekte özel seralarda egzotik meyvelerin yetiştirildiğini bile görebiliriz. Hem de karasal iklimde… Tek koşul boşa akıp giden termal suları seralara yönlendirebilmekte. İş bilenin kılıç kuşananın!..
Denizli Jeotermal Sera Üssü
Denizli’nin Sarayköy ilçesi Jeotermal Sera Organize Bölgesi ilan edilmiş. Son beş yılda bölgeye 24 adet sera yatırımı gerçekleşmiş. Bu yatırımların toplam alanı ise 563 dekar. Menderes Tekstil, Pekdemir Çiftliği, Venita, As Organik, Akademi Tarım, Akdora, Green Hause, Boss Tarım önemli yatırımlardan bazıları. 120 dekarlık alanla en büyük yatırımı Pekdemir Çiftliği’nin sahibi Halil Pekdemir yapmış. 15 milyon TL yatırımla kurulan topraksız serada 110 kişi istihdam ediliyor. Pekdemir, serada üretilen domateslerin yüzde 20’sini kendi marketlerinde satıyor.
Geri kalanını ise İstanbul, Ankara ve İzmir’deki market zincirlerine veriyor. Bu yıl Ortadoğu’ya ihracat için görüşmelere başlanmış. Pekdemir Seracılık’ın Genel müdürü Cem Vardal, nisan ayından sonra ihracata başlayacaklarını söylüyor. Vardal, “Denizli Sarayköy’deki seramızda 280 bin adet fidemiz var. Fidelerden dokuz ay boyunca ürün alıyoruz. Topraksız modern bir seramız var. Yıllık 4 bin 500 ton domates üretiyoruz” diyor.
Denizli Ziraat Odası Başkanı Hamdi Gemici de jeotermal yasası çıktığından bu yana Denizli’de seracılığın önemli bir iş kolu haline geldiğini söylüyor. Gemici, “Yeni sera yatırımları bekliyoruz. Denizli bu alana girecekler için cazip bir şehir. Yatırımcıları bekliyoruz. Seralarda genelde domates yetiştiriliyor. Ürün çeşitlemesi de gerekiyor.
Yeni yatırımcılara sü’ev11130 özellikle alternatifli olmalarını öneririm” diyor.
Topraksız tarımın öne çıktığı diğer önemli bölge ise Afyon’un Sandıklı ilçesi. İlçede şimdiden altı büyük yatırım yapılmış. Sandıklı Ziraat Odası Başkanı Süleyman Yıldız, “Termal bölgelerde küçük aile işletmelerinin yatırım yapması zor. Çünkü sıcak su çıkarma özel izne tabi ve maliyetli, işletme mantığıyla yatırımlar gerekiyor.
Bu nedenle de büyük şirketler tercih ediyor” diyor. Sandıklı’da Bostan Tarım, San Tarım, Izgiler Tarım ve Ansen Tarım’ın 200 dekarın üzerinde seralar kurduklarını söyleyen Yıldız, yeni yatırımcıların da yolda olduğunu söylüyor. Sera-Bir Başkanı ve Yükselen Tarım’ın sahibi Başar Kelek, modern seraların toplamının 8 bin 500 dekara kadar ulaştığını söylüyor. Kelek, “Toplam içinde henüz çok küçük bir paya sahibiz. Ancak bu alanda yatırımlar artacak. Özellikle termal bölgelerde topraksız tarıma verilen teşvikler yatırımların artmasını sağlayarak” diyor.
Mutlaka okuyun: Akdeniz Bölgesinde Sera Kurmak
Başar KELEK / Sera-Bir Başkanı ve Yükselen Tarım Yönetim Kurulu Başkanı
“İlkel seralardan kurtulmalıyız”
Türkiye’de 10 yıl öncesine kadar Antalya tipi dediğimiz klasik seralar kuruluyordu. Bugün piyasaya halen bu seralar hakim. Modern seraların toplamı henüz 8 bin 500 dekar düzeyinde. 650 bin dekar içinde çok küçük bir oran. Ancak gelecek modern seralarda.
Avrupa’da olduğu gibi modern büyük seralar kurmalıyız. Devlet seracılığı rehabilite etmeli.
Teşvikleri daha çok büyük yatırımlara vermeli. En az 10 dekar ve üzerine özel teşvikler verilmeli. Cazip kredi imkanları sunmalı. Avrupa bu dönüşümünü 1970’lerde yapmış. Avrupa artık pahalanıyor. Biz Avrupa pazarında etkin olmak istiyorsak sera ölçeklerini büyütmeliyiz. Avrupa’daki pahalılığı lehimize çevirmeliyiz. İlkel seralardan kurtulmalıyız. Özellikle seracılığın ekonomik olduğu bölgeler ve termal bölgelerde seracılık teşvik edilmeli. Modern seralarda en az 50 dekarda yatırım yapılmalı.
Bir de bu işe gireceklere önerim var. Modern seralar yedi yıldan önce kendisini amorti etmez. Yatırımlarınızı buna göre planlayın! Maliyetler giderek yükselirken, ürünlerin fiyatları düşüyor. Yedi yıldır sera işiyle uğraşıyorum. Enerjinin payı toplam maliyet içinde yüzde 25. Yedi yıl önceye göre enerji maliyeti yüzde 200 artarken, domatesin fiyatı yüzde 60 arttı.
Seranın Üssü Kumluca
Her ne kadar son yıllarda termal bölgelerde seralar kurulsa da bu işin merkezi Antalya. Türkiye’deki toplam 650 bin dönüm seranın 220 bin dönümü Antalya’da. Antalya’yı 158 bin dönüm ile Mersin, 120 bin dönüm ile Adana takip ediyor. Antalya tek başına toplam sera alanlarının yüzde 38’ine sahip. Akdeniz Bölgesi ise toplam sera alanının yüzde 84’üne sahip. Akdeniz bölgesinden sonra yüzde 9.4’lük pay ile Ege, yüzde 4.8 ile Karadeniz ve yüzde 1.7 ile Marmara Bölgeleri geliyor. Örtiialtı üretimde ise en çok tercih edilen sebze domates.
Topam 6.1 milyon tonluk örtüaltı üretiminin 5.8 milyon tonunu sebze grubu oluşturuyor. Sebze grubu içinde ise 3.1 milyon ton ile domates açık ara önde gidiyor. Bu ürünü yaklaşık 1 milyon ton ile salatalık, 722 bin ton ile karpuz takip ediyor. Diğer grubu oluşturan meyvelerin ise toplam üretimi 287 bin ton olup, bu üretimin 162 bin tonunu muz, 125 bin tonunu çilek oluşturuyor. Seralarda tercih edilen diğer önemli grup ise süs bitkileri. Bin 150 hektar alanda süs bitkisi yetiştiriliyor.
Antalya’da kurulu seraların 55 bin dekarı ise Kumluca’da. İlçe bu haliyle tam anlamıyla seranın başkenti görünümünde. Kumluca’ya yolu düşenler mutlaka hatırlayacaktır. İlçeye Toroslar’dan baktığınızda uçsuz bucaksız seralara tanık olursunuz.
Kumluca Ziraat Odası Başkanı Süleyman Kayhan, Kumluca seralarında 100’ün üzerinde domates çeşidinin yetiştiğini söylüyor. Kayhan’ın verdiği bilgiye göre domatesten sonra en çok tercih edilen sebze salatalık, biber ve patlıcan. Üretimin yarısını ihraç ettiklerini söyleyen Kayhan, diğer yarısını da iç piyasaya verdiklerini belirtiyor. İlçede sera yatırımlarının halen devam ettiğini söyleyen Kayhan, şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Sera yatırımları devam ediyor. Ancak bu sene biraz yavaşladı. Antalya tipi seralarda dekar başına maliyet 40-45 bin TL. Bunun içinde arazi fiyatı yok. Burada tarla da pahalı. Dönümü 80 bin TL’nin üzerinde. Sera yatırımı yapacak bir kişi arsayı da aldığında karşısına ciddi bir maliyet çıkıyor. Ancak sera yapılan yatırımı dört beş yılda amorti ediyor. Kendim 16 dekar alanda seracılık yapıyorum. Seralardan en az iki ürün alıyoruz. Bir dekar seradan yıllık 10 bin TL kazancımız oluyor. Tabii tarım işinde iklim şartları, piyasa şartları da hesap edilmeli. İklim ve piyasa şartları, ‘fiyatlar’ yatırımın geri dönüşümünü doğrudan etkileyen unsurlar.”
Yeni Trend “Şehir Seracılığı”
Akdeniz, Ege, Marmara ve termal bölgelerde yetişen sera ürünlerinin çoğu öncelikle büyük şehirlere geliyor. Tüketimin çoğu buralarda olduğu için bu kaçınılmaz. Böyle olunca da İstanbul, Ankara, Kocaeli gibi nüfusu büyük şehirlerin etrafında da sera yatırımları göze çarpıyor. Şehir seralarının sayısında maliyetler ve iklim şartları nedeniyle henüz istenilen seviyede olmasa da gözle görünür bir artış var. Şehir seraları daha çok tarla ürünleri çıkmadan önceki boşluğu doldurmak için erkenci üretime yönelik kuruluyor.
İstanbul’un Pendik, Tuzla, Silivri, Çatalca ve Beykoz gibi ilçelerinde bu tür seraların sayısı artıyor. İstanbul’daki seraların toplamı henüz bin 142 dekar seviyesinde. Ancak yeni yatırımlarla bu rakamın birkaç yılda 2 bin dekara ulaşması bekleniyor. İstanbul’daki seralarda toplam 6 bin 284 ton sebze yetiştiriliyor.
Seralarda 2 bin 853 ton salatalık, bin 713 ton domates, 649 ton marul, 307 ton biber üretimi gerçekleştiriliyor, Istan-bu’daki seralar genelde bir ila üç dekarlık küçük aile işletmelerinden oluşuyor. Diğer illerde de benzer ölçeklerde yatırım yapılıyor. Özellikle Kocaeli’nde ve Sakarya’nın Pamukova bölgesinde yeni seralar kuruluyor. Bu bölgelerde kurulan seraların avantajı pazara yakın olmaları. Enerji maliyetlerinde biraz avantaj sağlanması halinde bu bölgelerde ciddi sera yatırımları gündeme gelebilir.
Yalova’da işe seracılıkla başlayıp sonrasında sera kurulumu yapan Yalova Seracılık’ın sahibi Mesut Demir, özellikle İstanbul’un Pendik Kurt köy, Beykoz, Tuzla, Silivri ilçeleri ile Sakarya Pamu kova’da seralar kurduklarını söylüyor. Yalova’da seracılığın ağaç seralarla başladığını bugün ise bambaşka bir noktaya geldiğini söyleyen Demir, “Biz başlangıçta seracılık yapıyorduk. Son rasında sera kurulumunu tercih ettik. Bugüne kadar 230 tane yüksek tavanlı sera kurduk. Bizim gözlemimize göre şehir seracılığında artış var. İstanbul ve çevresinde kurduğumuz seralarda sebze ve süs bitkileri yetiştiriliyor” diyor.
Yalova’da 80 dekarı serada olmak üzere toplam 400 dekar alanda çiçek yetiştiren Güney Çiçekçilik’in sahibi Ensan Güney ise Yalova’da Körfez Köprü ve Otoyol Projesi nedeniyle arazilerin pahalandığını, bu nedenle de sera yatırımlarının cazibesini kaybettiğini vurguluyor. Ensar Güney, “Yalova’da seracılık bitmez. Ancak yeni yatırımlar için arazi pahalı hale geldi. İleride Yalova seracılık dağıtım ve lojistik üssü olarak yolunu devam eder” diyor. Güney’in verdiği bilgiye göre yeni sera yatırımları İzmir’in Bayındır ve Bergama ilçelerine kayıyor.
Bakanlık Tavsiyesi
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı seracılık sektörüne yeni girecek yetiştirici ve üreticilere önemli tavsiyelerde bulunuyor. Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada şu tavsiyelerde bulunuluyor: Ülkemiz örtüaltı yetiştiriciliği açısından son derece elverişli konumda bulunuyor. Bu durum özellikle dış pazar rekabetimizi ülkemiz lehine çeviriyor. Bunun yanında işletmelerin ekonomik büyüklüğüne etki eden birçok faktör söz konusu. Bunların başında yatırımcının ekonomik gücü, ucuz enerji kaynaklarının varlığı, yetiştirilmesi planlanan ürün ve bu ürüne karşı duyulan talep ile bölgenin ekolojik ve sosyo-ekonomik yapısı geliyor. Tüm bu faktörlerin titizlikle incelenerek, elde edilecek sonuçlara göre yatırım planlaması yapılması gerekiyor. Yatırımcılar bu noktalara dikkat etmeli.”
Verilen destekler
Yatırım Aşamasında
T.C. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerince, Tarımsal Üretime Dair Düşük Faizli Yatırım ve işletme Kredisi Kullandırılmasına İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı kapsamında, kontrollü örtüaltı üretme koşullarına sahip en az bir dekar büyüklüğündeki seralarda Örtüaltı Üretimin Kayıt Altına Alınması Hakkında Yönetmelik’e uygun olarak yetiştiricilik yapan üreticilere içerisinde 10 milyon TL üst limite kadar cari faiz oranından yüzde 25-50 indirim yapılmak suretiyle kredi kullandırılıyor.
Bakanlığın Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi projesi çerçevesinde, alternatif enerji kaynakları (Jeotermal, Güneş enerjisi) kullanılarak yapılan sera projelerine belirli bir üst limite kadar yüzde 50 hibe desteği sağlanıyor.
Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü’nce yayımlanan 324 ve 335 sıra sayılı Milli Emlak Tebliğleri uyarınca teknolojik ve jeotermal sera yatırımı yapacak müteşebbislere Hazine’ye ait taşınmazların kullanma izni veya irtifak hakkı tesis ediliyor.
Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar çerçevesinde, teşvik bölgelerine göre 10-40 dekar arası sera yatırımları bu karar hükümleri çerçevesinde destekleniyor.
İşletme Aşamasında
- Örtüaltı iyi Tarım üretimi yapan üreticilere 100 TL/da [Dekar] destek veriliyor.
- Tarımsal danışmanlık hizmetleri alan üreticiler işletme başına 600 TL destekleniyor.
- Örtüaltında bambus arısı kullanan üreticilere dekara en fazla iki adet olmak üzere 60 TL/koloni veriliyor.
- Örtüaltı bitkisel üretime arız olan zararlı organizmalara karşı biyolojik veya biyoteknik mücadelenin yaygınlaştırılması ve kimyasal ilaç kullanımının azaltılması amacıyla, paket toplamı 430 TL/da (feromon + tuzak kullanımı 100 TL/da, tül kullanımı 80 TL/da, faydalı böcek salımı 250 TL/da) destek veriliyor.
- Tarım Sigortaları Desteği kapsamında poliçe bedelinin yüzde 50’si karşılanıyor.
- Mazot, gübre, toprak analizi destekleri sağlanıyor.
İdriz Çokal / Para