Çiftliklerde Organik Balık Yetiştirmek
Balığın organiği çiftlikte yetişir!
Bugüne kadar çiftlik balıkçılığı için çok şey söylenip yazıldı. Bugün artık biliniyor ki yeni teknolojiyle yemler sucul ortamda süspansiyon halinde (asılı şekilde] kalıyor, dibe çökmüyor. Yemlerin neredeyse tamamına yakın bölümü sindiriliyor. Tabii söz konusu iyimserlik bu tür yemleri kullananlar için geçerli. Karasal faaliyetlerin aksine organik balıkları çiftliklerde yetiştirmek mümkün.
Deniz balıklarının çoğunda bilindiği üzere ağır metal riski var. Bugün Avrupa’nın tüm atıklarının neredeyse yarısı nehirler yoluyla Karadeniz’e boşalıyor. Marmara ise neredeyse bitmiş durumda. 60 çeşit su ürünü ve balıktan geriye kalanların sayısı üçü beşi geçmiyor. Deniz balıklarında kurşun, kadmiyum, cıva gibi ağır metallere rastlanması güncel vakalar haline geldi. Aynı durum akarsularımız için de söz konusu.
Bir balık çiftliğinde yem kompozisyonu organik kaynaklardan seçilir, balık kafeslerinde daha az balık bulundurulursa yetiştirilen balıklar da organik oluyor. Gözetim kuruluşlarının bu konuda belli standartları var.
Önerimiz organik kafeslerde organik yemle beslenmiş organik balıklar yetiştirmek. Aynı yöntem organik alabalık yetiştiriciliği için de geçerli. Sakarya, Kızılırmak, Asi Nehri gibi irili ufaklı her akarsuyumuzda devamlı toplu balık ölümleri görülüyor. Çare temiz kalmış kaynaklara yönelmek! ihracatta ve iç tüketimde alabalık önemli bir protein kaynağı haline geldi. Temiz sularda yetiştirilen alabalık ve diğer balıkların organik sertifikası kapsamına alınması da önerilerimiz arasında. Yapılan analizler ihracatın önünü daha da açabilir. Balık solungacı üzerine zımbalanan organik etiketi dünya ticaretinde bunun ispatı sayılıyor. Ürün ambalajlarının üzerindeki “ağır metal, toksik madde içermediğini garanti eden” ifadeler bilinçlenmeyi daha da arttırabilir. Bu konuda markalaşan organik çiftlik balıklarının daha çok tercih edileceğine şüphe yok.
Nur Demirok / Para Dergisi