Trendleri takip mi edelim, yoksa biz mi yaratalım?
Geçen hafta Google, ‘Glass’ ismini verdiği ‘artırılmış gerçeklik’ (aug-mented reality) uygulamaları içeren gözlüğünü duyurdu. Videosundan bile heyecan uyandıran bu yeni yaşamı görme biçimi hepimizde farklı çağrışımlar yarattı. Bunun gibi arabaların sürücüsüz gideceği, robotların yaşantımızı kaplayacağı, biz-lerden işlerimizi alacağı gibi birçok yeni uygulama farklı sektörlerde öngörülüyor. Peki bütün bunlar gerçekleşecek mi? Biz bu tarz pazarlara ne kadar hazırlık yapmalıyız? Bizler gelişmekte olan bir ülkedeki girişimciler olarak kısa dönemli düşünmenin yaygın olduğu bir iş yapma kültüründe geleceğe ne kadar yatırım yapmalıyız? işte size üç önemli nokta:
1. Yerel pazarın yatırım dinamiği
Bu tarz inovasyon içeren uygulamalar özellikle yatırım yapmak için çok uygun olabiliyor. Bu amaçla yaklaşıyorsanız bulunduğunuz endüstrinin melek yatırımcılarının ya da fon alacağınız kuruluşların bu konudaki ilgilerine bakın. Eğer pazarda daha çok kopya projelere ihtiyaç varsa belki öncelikli bunları yapmanız daha gerçekçi olabilir.
2. Müşterinizi tanıyın
‘Kullanıcının yükselen gücü’nü artık biliyoruz. Fotoğraf paylaşım uygulaması Instagram’ın paylaşılan fotoğrafların izin almaksızın ticari amaçlı kullanılacağını açıkladıktan sonra şirketin yüzde 25’e yakın kullanıcısını kaybettiğine tanık olduk. O nedenle her ne kadar global trendler çok güçlü olsa bile yereldeki hassasiyetler çok kritik. Bizim her zaman kendi yerel pazarımızın ihtiyaçlarına dönük düşünmemiz lazım. Google Glass kulağa çok hoş geliyor olabilir ama yerel pazardaki öncelikler nasıl ona bakmamız lazım.
3. Yerel pazardaki erişilebilen teknolojiler
Birçok teknoloji yerel pazarda büyük teknoloji şirketleri tarafından sağlanıyor. Ancak haberlerini duyduğumuz teknolojiler öncelikli olarak gelişmekte olan pazarlarda sunuluyor. Gelişmekte olan pazarlarda genelde satış ofisleri oluyor. Bu teknolojiler üzerine iş geliştirmeden, planlar yapmadan önce Türkiye’de bu teknolojilerin ne zaman geleceği ve ne boyutta küçük işletmelere açılacağını çok net öğrenmemiz bize çok zaman kazandırır.
Gerçeklere göre hareket edin
Bu üç pratik yoldan başka Rus yatırım şirketi Almaz Capital’ın kurucusu Alexander Galitsky “Stratejinizi iyi belirlemeniz çok kritik. Eğer müşteriniz gelişmekte olan bir pazarda ise tamamen buraya konsantre olmanız lazım. Ancak global bir proje yapıyorsanız, geliştirme ve satış ofislerini ayırmalısınız. Mesela satış ofisinizi Silikon Vadisi’ne taşıyıp, Türkiye’de geliştirme ofisi tutabilirsiniz. Önemli olan müşteri referanslarınızı sağlayabil-menizdir. Bunun için de hedef pazarınız neresi ise ona göre yapılanın” diyerek bu trendlerin, yaptığımız işlerin hedefimize göre ne kadar değiştiğini ifade ediyordu.
Kendi işlerimizi aslında başkalarının işlerini kopyalamak değil, kendi özgün fikirlerimizi yapmak için kuruyoruz. “Trendleri siz yaratın, takip etmeyin. Başkaları ne yapıyor diye takip etmekten ve okumaktan vazgeçin. Kendi tutkunuzu takip edin” diyen Silikon Vadisi’nin ünlü yatırımcılarından Steve Blank şüphesiz bunu kendi pazarı ve gerçekliği için söylüyordu.
Başka bir yatırımcı Alexander Ostervvalder ise “En önemli müşterilerimiz nerede? En temel ihtiyaçları nedir? Nasıl ölçeklenebilir bir iş modeli geliştirmeniz gerekiyor düşünün” diyerek yine hedef pazarı vurguluyor.
Stratejilerimizi ve yatırımlarımızı belirlemeden önce global gelişmeler ile vizyonumuzu geliştirebiliriz ancak asıl ihtiyaç olarak adreslenen konu ve müşteri kitlesi neresi ise o pazarın gerçeklerine göre hareket etmemiz başarımız için en kritik unsur.
Gülay Özkan