İyi bir iş fikri olan gelip beni bulsun
Ümit Boyner, üç yıllık başkanlığın ardından TÜSİADa veda etti ve Boyner Holdingde ara verdiği işlerine geri döndü. Bugünlerde grubun bilanço detaylarnı inceleyerek işe başlayan Boyner, 2013 yılında grubun yeni yatırımlarıyla yakından ilgilenmek üzere çalışmalar yürütüyor. Girişi sermayesinin daha çok öne çıkacağını söyleyen Boyner’in planlarında melek yatırımcı olmak da var. Boyner, “İyi bir iş fikri olan gelip beni bulsun” diyor.
TÜSlAD’da başkanlık yaptığı üç yıl boyunca hep net mesajlar vermeyi tercih eden Ümit Boyner, görevlerini Muharrem Yılmaz’a devrettiği iki hafta önceki genel kurulda belki de en etkili konuşmalarından birini yaptı.
Üyelerden uzun uzun alkışlar alan bu konuşma için 1.5 ay hazırlanan Boyner, üç yılın muhasebesini yapmıştı. Demokratikleşme süreci, Kürt meselesi, tutuklu gazeteciler, kürtaj yasağı, Hrant Dink davası gibi konularda yaptığı açıklamalanyla kamuoyunun dikkatini çeken Ümit Boyner, TÜSÎAD’daki görevlerini bıraktıktan bir hafta sonra Boyner Hol-ding’deki çalışma odasında Ekono-mist’i ağırladı.
Boyner ile sivil toplum örgütü başkanlığındaki yönetim anlayışını, çalışma prensiplerini ve tabii ki TÜSt-AD’ın ardından yeniden dahil olacağı Boyner Holding’teki mesaisini konuştuk. Ayrıntılarını gelecek hafta okuyacağınız bu söyleşinin ilk ayağında yeni dönem hedeflerine yer verdik. Boyner işten ayrı kaldığı üç yıllık arayı kapatmak üzere çalışıyor bugünlerde. Bilançoların detaylannı takip ediyor, 2013 programını hazırlıyor. 2013 yılında gnıbun yeni yatırımlarıyla yakından ilgilenmeyi planlayan Boyner’in hedefinde melek ya-tınmcı olmak da var. Boyner ile yaptığımız söyleşiden başkanlığın ardından çıkan mesajlar şöyle…
TÜSİAD’da başkanlık yaptığınız üç yıllık sürecin size katkılarından söz eder misiniz?
İki boyutta katkısı var. Birincisi insan olarak gerçekten hayat, her yaşanan tecrübe ile devam eden bir eğitim. TÜSÎAD’daki çalışmalar da kendimi geliştirmem açısından manevi bir eğitim oldu benim için. Çok farklı insanlarla çalışma imkanım oldu.
TÜSÎAD gibi bir sivil toplum kuruluşunda görev yaptığınızda, pek-çok alanla ilgilenme fırsatınız oluyor, bu da bir eğitim süreci gibi. Ben ciddi bir ders çalışma dönemi geçirdim. Hayatla ilgili, dünyanın gidişatı ve Türkiye’nin olması gereken yerle ilgili ufkum çok genişledi. Beni daha donanımlı insan yaptı.
Kapanışı da iyi yaptınız ve çok takdir edildi konuşmanız. Bu konuşmaya nasıl hazırlandınız?
Üyelere hitaben 300 kadar konuşma yaptım. Genel kurul ve YÎK toplantıları arasında yaptığım en iyi konuşma olduğu görüşünü aldım.
Bir sivil toplum önderi olarak hep net bir tavır ve söylemden yana olduğunuzu gördük. Verdiğiniz demeçler kimi zaman hükümetten sert tepkiler aldı. Geçen üç yılın muhasebesini yaptığınızda çıkan tablodan memnun musunuz?
Ben genellikle memnunum. Türkiye için önemli konulara değinebildiğimizi düşünüyorum. Biz genel anlamda iki eksen üzerinde çalıştık. Biri demokratikleşme, diğeri de Türkiye’nin daha fazla katma değer üreten yeni ekonomik modele geçmesiydi.
tş dünyası olarak sürdürülebilirlik bugüne kadar çok üstünde durulan bir konu değildi. Bu konuyu gündeme aldık. Türkiye’de büyümenin kısıtları üzerine çalışma yaptık, bu da değerli bir çalışmaydı. Ekonomik anlamda sadece büyümek değil, insani gelişmişliğin de önemine işaret ettik.
İki dönemdir kadın başkanlarla yürüyen TÜSİAD’da görevi Muharrem Yılmaz’a teslim ettiniz. Söylemlerde değişim bekliyor musunuz?
TÜSlAD cinsiyeti olan bir STK değil. Bakıp da ‘erkekler toplanmışlar aralannda birkaç da kadın var’ diyebileceğiniz bir STK değil. Birey olarak istediğiniz ölçüde sorumluluk alabiliyorsunuz. Söylem konusunda ise, burada cinsiyet değişimiyle farklılık olmayacaktır. Duyarlılıklar, ilkeler aynı. TÜSlAD’a gelen her başkan, misyon kısmını iyi okuyarak gelir. Tabii her başkanın farklı yoğurt yiyiş tarzı olabilir. Yeni çalışmalar yeni dönemde de gelecektir.
Nasıl bir değişim bekliyorsunuz?
Biz 2000’ler başında makro ekonomiye yoğunlaştık mesela. Şimdi mikro reformlan daha net ortaya koymamız lazım, diyoruz. O nedenle öncelikler değişebilir, ama esas olan Türkiye’nin birinci sınıf bir demokrasi olabilmesi, önde gelen bir ekonomik güç olabilmesi ve bunun sürdürülebilir olmasıdır.
TÜSİAD Başkanlığı döneminde nasıl bir çalışma programınız vardı? Üç yıl boyunca kendi işinizle birlikte başkanlığı nasıl yürüttünüz?
Çok açık söyleyeyim, (şimdiki başkana da söyledim bu arada) başkanlığı iş hayatıyla birlikte yürütürüm demek çok gerçekçi değil. Ben ciddi bir şekilde sorumluluklarımı devrederek başkanlığa gittim. Şirketin yönetim kurulu toplantılarına geliyordum sadece.
Sadece TÜSlAD değil, bence hangi STK’da başkan olursanız olun, eğer hakkını vererek yapacaksanız, bu iş full time bir iş. Sadece zaman değil, kapasiteniz açısından da çok farklı konular üzerinde çalışırken, şirketin işleriyle de ilgilenmek öncelik olmaktan çıkıyor. Çalışma arkadaşlarım buna saygı gösterdiler. Öncesinde Cem ile bu tecrübeyi geçirmiş bir grup. O da bir avantajdı.
Holdingde tekrar iş başı yaptığınız. Geçen bir haftayı nasıl geçirdiniz?
Bir haftadır oryantas-yon süreci yaşıyorum.
Bütçelerin detaylarına bakıyorum.
Şimdilerde neler yapıyorsunuz?
Şu an üniversitelerin kulüplerinden gelen tekliflere bakıyoRim. Başkanlık sürecimde çok teklifler geldi ve bu davetlere pek icabet edemedim. Artık buralara yavaş yavaş katılma planım var. Bir de girişimciliği çok önemsiyorum. Girişim sermayesi Türkiye’de çok yeni ve ben de bu konu üzerinde daha çok durmak istiyorum. Bu doğrultuda melek yatırımcılık ve girişimcilik fonları gibi konulara eğilmek istiyorum.
Melek yatırımcı mısınız?
Değilim ama olmak istiyorum. Üniversitelerde girişimciliğin geliştirilmesini ve melek yatırımcılığı önemsiyorum. Bu konuda iş dünyasının üzerine de sorumluluklar düşüyor.
İyi i$ fikri olanlar size gelebilir mi?
Evet tabii ki.
İyi iş fikrini nasıl anlarsınız?
Biz perakende sektöründe olduğumuz için çok müşteri odaklı çalışıyoruz. Müşterinin hayatında iyi bir fark yaratabilecek herhangi bir ürün, iyi bir iş fikridir bence. Sonuçta müşteriye fayda sağlamak ve onu memnun etmek esastır. Müşteriden talep görmezse, olmuyor. Bunu sunan fikirler benim için önemli.
İş alanında sizi bekleyen nasıl bir süreç var?
Benim yokluğumda çok ciddi gelişmeler oldu tabii grupta. YKM ile önemli bir satın alma yaptık. Bu çok önemli bir süreçti. Tabii internette ciddi hedefler var. Bu arada da yapacak çok iş var. Ben de bu hedefler doğrultusunda çalışmalan sürdüreceğim.
Daha çok hangi alanlara yoğunlaşacaksınız? 2013 ajandanızda öncelikleriniz neler?
Mutlaka yeni yatırımlar olacak, ben de bu hedefler konusunda çalışacağım. Finansman ağırlıklı çalışmayı da sürdüreceğim. Fakat biz profesyonelleşmeye ve kurumsallaşmaya çok önem verdik. Bu gibi işleri de profesyonellere bıraktık büyük ölçüde. Biz yönetim kurulu üyeleri olarak daha ufuk açıcı, vizyon geliştirici işler yapmak durumundayız. Bizden sonraki kuşaklara ve profesyonellere sağlam bir kurum kültürü bırakmak çok önemli…
Kurumlar kalıcıdır neticede. Ben iş hayatına tamamıyla para kazanmak boyutuyla bakan biri değilim.
TÜSİAD bütçesi fazla verdi son dönemde. Şirket bilançolarında nasıl bir tablo var?
Konsolide olarak çok iyi bir resim var. Krizi iyi yönetmiş bir grubuz. Bildiğiniz gibi 2008 krizine çok ciddi bir yatınmla yakalanmıştık. Fakat satışlar ve büyüme tablolarında çok sağlıklı bir büyüme görüyorum, içeriye giren müşteri sayısı artmış. Öz sermaye kârlılığı olarak da çok daha iyi noktadayız. Stratejik hedef, mevcut işlerimizi büyütmek.
Grubun perakende sektöründe nasıl bir dönüşüm öngörüyorsunuz?
Coğrafi olarak büyümemiz çok önemli. Bir de yaptığımız işi daha iyi yaparak büyümek önemli. Bunun için gerekli stratejik adımlar neyse o yapılır. Bizim ortaklık konusunda sıkıntımız yok. Kültürümüzde bu var. Fırsatlan her türlü değerlendiririz, bu anlamda bir çekingenliğimiz yok.
Sibel Atik / Ekonomist