Kendi Su Arıtma Makine Markası Waterbox’ı Yaratan Girişimci

Bulanık su girişimcisi 30 milyon liraya koşuyor

Gelişmiş ülkelerde, halkın içme suyunu su arıtma cihazları yardımıyla kendilerinin ürettiğini gözlemleyen girişimci Emre Ermiş, üç yıllık bir çalışmanın sonucunda kendi su arıtma makine markası Waterbox’ı yarattı. Türkiye’de bu alanda üretim yapan tek şirket olan Waterbox, 2012 20 milyon liralık cirosunu, 2013’te 30 milyon liraya çıkarmayı hedefliyor.

Girişimcilik doğru yatırım alanını seçmeyi, risk almayı ve biraz da azmi gerektiriyor, iş seçimini doğru yapıp risk almaktan kaçınmayan ve yılmadan çalışan girişimciler ise bunun doğal sonucu olarak başarılı oluyor. Emre Ermiş de bu isimlerden biri. Onun hikayesi üniversiteyi bitirdiği yıllarda başlıyor.

Ortadoğu Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nde eğitimini tamamladıktan sonra, mutfak gereçleri üretimi ve doğru satış yoluyla pazarlamasını yapan bir firmada çalışmaya başlıyor. 1995 yılında çalıştığı firma ürün portföyüne su arıtma makinesini de dahil ediyor.

Bu su arıtma makinesinin tanıtım ve montaj projesi de Ermiş’e veriliyor. Altı yıl kadar bu görevde çalışan Ermiş, iş sürecinde dünya su arıtma sektörünü tanıma fırsatı da buluyor. Gelişen su arıtma teknolojileri sayesinde musluklara ön arıtımdan geçirilerek gelen şebeke sularının, profesyonel bir su arıtma makinesi kullanılarak içilebilecek sağlıklı suya dönüştürülebildiğini gören Ermiş, gelişmiş ülkelerde halkın içtiği suyu kendilerinin ürettiğini gözlemliyor.

Türkiye’de ise o yıllarda kurumsallaşmış bir su arıtma makinesi markası olmadığını fark ediyor ve bu boşluğu doldurabilecek bir marka yaratmayı kafasına koyuyor. Bu amaç doğrultusunda üç yıl kadar yoğun çalışmalar sürdürüyor. Türkiye koşullarına göre, beyaz eşya sınıfında yer alacak su arıtma makineleri geliştiren girişimci, yaptığı tasarımlar kutuya benzediği için markasına Waterbox (su kutusu) adını veriyor. Bin 100 kişiye istihdam sağlayan şirket, geçen yılki 20 milyon liralık cirosunu 2013’te 30 milyon liraya çıkarmayı hedefliyor.

Yeni tesisi devrede

işe ilk olarak 2002 yılının başlarında Ankara OSTİM’de 100 metrekarelik bir atölyede 100 bin lira civarında bir sermaye ile başlamış Waterbox Yönetim Kurulu Başkanı Emre Ermiş. Ardından Halk Bankası KOBİ destek kredilerinden faydalanmış. ‘Kapsül filtreler Ar-Ge Projesi’ ile TÜBİTAK, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı ve KOS-GEB desteklerini hak etmiş.

Makine modellerini geliştirmesi ve satışa hazırlaması ise üç yıl sürmüş. 2000’li yılların başlarında artık sağlıklı içme suyu ihtiyacı için çözüm olarak seçilmiş ambalajlı suların maliyetlerinin hem evlerde, hem de İş yerlerinde ciddi rakamlara ulaşması nedeniyle Waterbox’a ilginin yüksek olacağını öngördüğünü belirten Ermiş, şöyle devam ediyor: “2011 yılına kadar OSTİM’de 3 bin 500 metrekarelik bir kapalı alanda üretim yapıyorduk. Sadece ülkemiz değil dünya su arıtma pazarında dikkat çekebilecek yeni su arıtma makineleri geliştirmek ve İhracat miktarlarımızı artırabilmek için Ankara Gölbaşı’nda yer alan yeni tesis yatırımımızı ise Ekim 2012’de açtık.”

ihracat hedefi 1 milyon dolar

Şirket bugün çalışmalarını 10 bin metrekare kapalı alanda sürdürüyor. Aylık üretim kapasitesi ise yaklaşık 10 bin makine ve 100 bin kapsül filtre. Şu an kapasitelerinin 5’te l’ni kullandıklarını söyleyen Ermiş, ayrıca tesislerinin Avrupa’nın en büyük beyaz eşya sınıfında su arıtma makinesi fabrikası olduğunun da altını çiziyor. Üretimlerinin yüzde 5’lni ABD, Ispanya, Almanya, Hindistan, Kuzey Irak ve Türkl Cumhuriyetlerl’ne ihraç ettiklerini de belirten Ermiş, “Gölbaşı’ndaki yeni yatırımımıza kadar yurtiçi satışlarımıza öncelik vermiştik. Ancak yeni tesisimizin faaliyete geçmesiyle birlikte 2013’te 1 milyon dolar ihracat hedefliyoruz” diyor.

Kendi satış ekibi var

Şirket, su arıtma makinelerini mağazalarda satışa sunmak yerine beş duyuya hitap ederek tanıtmayı tercih ediyor. Bu amaçla kendi doğrudan satış organizasyonunu kurmuş bulunuyor. Türkiye genelinde 30’un üzerinde tanıtım ofisi açtıklarını ve bugün binin üzerinde tanıtım görevlisi ile çalışmalarını sürdürdüklerini ifade eden Ermiş, şunları anlatıyor: “Müşteri sayımız 120 bini geçti. Başta Sağlık Bakanlığı, Sanayi Bakanlığı, Türk Standartları Enstitüsü olmak üzere birçok devlet kurumunda, Türk Telekom, Bilkent Üniversitesi gibi büyük kuruluşlarda, sayısız hastane, okul, otel, banka ve büyük şirketlerde Waterbox kullanılıyor. Bir gün mutlaka herkesin içtiği suyu kendi üreteceğine inanıyoruz ve o gün geldiğinde en çok tercih edilen marka olmayı hedefliyoruz.”

Fiyatlar 970 liradan başlıyor

Özellikle son yıllarda İçme suyu konusunda halkımızın bilinçlenmesiyle birlikte su antma makinelerine ilgi katlanarak artmaya başladı. Diğer taraftan damacana sularının riskleri hakkında önemli haberler yayınlandı. Bütün bu gelişmelerin neticesinde tüketicilerin su antma makinelerine ilgisinin arttığına değmen Ermiş, ürünleriyle ilgili ise şu bilgileri veriyor: “Evlere yönelik iki modelimiz var. Biri portatif, diğeri ise tezgah altına yerleştirilip tesisata bağlandıktan sonra otomatik olarak çalışan küp modelimiz. Portatif olan 970 lira, otomatik olan ise bin 480 lira. İş yerlerinde ise ürün çeşitliliğimiz daha fazla. Arıttığı içme suyunu soğutarak veya ısıtarak sunan modellerimiz var. Diğer taraftan hafif endüstriyel dediğimiz yüksek arıtım kapasiteli modellerimiz de var. Bunların fiyatları ise bin 880 ile 5 bin lira arasında.”