İyi fikirler SeedQube Vadisi’nde yeşerecek
Yeni kurulan girişimcilik ve inkübasyon merkezi SeedQube, butik hizmet anlayışı ile öne çıkmayı hedefliyor. Sektöre yeni adım atan SeedQube, gerek başvuru forumları, gerek girişimcilerin başvurularını maksimum hızda sonuçlandırmaları, gerekse esnek ve terzi usulü yaklaşımı ve deneyimli ekibi ile benzer merkezler arasından sıyrılmayı planlıyor.
Son yıllarda birçok risk sermayesi şirketi Türkiye’ye hızlı bir şekilde giriş yaptı. Ayrıca, girişimcilik ekosistemi devlet ve özel sektör tarafından da daha fazla sahipleniyor. Ancak tüm bu gelişmelere rağmen özellikle fikir aşamasındaki girişimcilerin halen fon ve danışmanlık desteği bulmakta ciddi sıkıntı çektiği gözleniyor.
Bunun en önemli nedeni; Türkiye’ye yatırım için gelen fonların aradıkları kriterlerin başlangıç aşamasındaki girişimciler tarafından sağlanamaması. Bu nedenle yatırımcı fonlar tohum ve başlangıç sermayesi yatırımları yerine daha ‘güvenli’ yatırım seçenekleri olan ikinci ve üçüncü tur yatırımlarla ilgileniyor. Bu güvenli yatırım endişesi, risk sermayesi ve diğer yatırımcılar için çok doğal ve haklı bir iş süreci olmakla birlikte, fikir aşamasında bulunan iyi projelerin filizlenmesi için farklı bir yapının işletilmesi gerekliliğini de ortaya çıkarıyor.
İşte bu nedenler yeni bir girişimcilik ve inkübasyon merkezinin, SeedQube’un kuruluşuna ilham vermiş. SeedQube girişimcilik ve inkübasyon merkezi Koray Inan’ın fikri ile Kemal Sidar ve İbrahim Gedikoğlu katılımıyla kurulmuş. SeedQube ciddi bir altyapı çalışması ve ön araştırma sonrası faaliyetlerine başladığını söyleyen Koray İnan, SeedQube’un üç kişilik ana yönetim kadrosu ve 14 kişilik mentor/danışman kadrosu ile çalıştığını söylüyor.
Girişimcilik ekosisteminde özel ve karma inkübasyon merkezleri, girişimcilik okulları ve merkezleri, girişimcilik programları, sivil toplum kuruluşları, dernekler ve devlet kuruluştan gibi birçok aktör yer alıyor. SeedQube’un benzerlerinden ayıran en büyük fark, kurulan ekibin hem reel sektör tarafında hem de kamu destekleri tarafında ciddi anlamda deneyime sahip olması.
Mikro ölçekli Silikon Vadisi
Girişimciler için en büyük avantajın bütün süreçleri maksimum hızda sonuçlandırmaları olduğunun altını çizen merkezin kurucu ortağı Koray İnan, “Girişimcilerin destek ararken yaşadıkları en büyük sorunlardan biri olan taleplerin sürüncemede bırakılması, cevaplanmaması veya çok geç cevaplanması konusunda ciddi farklılık yaratacağımıza inanıyoruz. İyi fikir birçok kişinin aklına gelirken parayı kazanan o fikri ilk ve iyi şekilde hayata geçiren olmaktadır” diye konuşuyor.
Başvuru formu 20-30 sorudan oluşan, girişimcilerini terimlere hakim olmadıkları formalar veya aylarca süren yarışmalar ile birçok fikir sahibinin daha girişimci olamadan süreçten dolayı elendiğini anlatan İnan, bu engeli geçebilmek için SeedQube olarak iki adımlı bir başvuru süreci oluşturduklarının altını çiziyor. İlk aşama çok basit ve kolay olan beş adet sorudan oluşuyor. Herkes maksimum 5 dakika bu formu ana hatlarıyla doldurup gönderebiliyor, ek bir performansa gerek yok. Bu aşamada maksimum 3-5 iş gününde geri bildirimler yapılıyor.
Bir diğer avantaj da şirketin ofisinin Marmara Araştırma Merkezi Teknokenti’nde yer alması. Yoğunlukla Ar-Ge şirketlerinin bulunduğu bu bölgede yer alan ofiste çalışabilecek olan girişimci kişi veya gruplar bu bölgenin ekosisteminden de faydalanabiliyorlar. Bu sayede mikro ölçekli bir Silikon Vadisi deneyimi yaşatılması da şirketin hedefi.
Öncelikli sektörleri arasında yazılım; mobil yazılımlar, ödeme sistemleri, platform çözümleri, e-ticaret ve otomotiv teknolojileri bulunduğunu söyleyen İnan “Amacımız yeni iş fikirlerini, kurucu ortak mantığı ile ticari bir çıktı haline getirmek, pazarlanabilir kılmak ve bir sonraki süreçte yatırımcılara pazarlanabilir bir ürün ve iş sunmak” diyor.
Kimler başvurabilir?
Girişimciler merkeze www.seedqube.com web sitesi üzerinde başvuru yapabiliyor. Tüm projelerde sektör bağımsız olarak aranan kriterler ticarileştirilebilir bir çıktı yaratılabilmesi ve uygulanabilirlik. Olçeklenebilirlik ve belli bir pazar büyüklüğüne erişebilme olanağı ve son olarak da hızlı büyüme potansiyeli, ilk aşamada kabul edilen başvurular sonraki aşamada da tamamen start-up girişimcilere özel olarak bir haftalık finansal okur-yazarlık, pazarlama ve başlangıç hukuk dersleri veriliyor.
Bu sayede tüm ihtiyaçlar en başta belirleniyor ve dört ana hizmet alanından hangilerinden ne kadar süreçte kimlerle birlikte yararlanacağı ortaya çıkıyor. Bununla birlikte teknokent ofisi imkanları ve akademik destekler ile fikrin teknik anlamda da geliştirilebilmesi için katma değer yaratılıyor.
Kısacası başvuru sürecinden sonraki aşamalara kadar tamamen start-up mantığı düşünülmüş ve sistem buna göre dizayn edilmiş.
Şube sayısı artacak
En büyük hedeflerinin Türkiye’de girişimciliğin cazibe merkezi olmak ve uluslararası köprüler kurarak Türk girişimcilerin birer dünya markası haline gelmesini sağlamak olduğunu ifade eden İnan konuşmasını şöyle sürdürüyor:
“Bunu yaparken sürdürülebilir, karlı ve istihdam sağlayan şirketler üreterek Türk ekonomisine katkı sağlamak ve Türkiye’de daha fazla doğrudan yatırım çekebilmeyi istiyoruz. Gelişen iletişim olanakları ve iş hayatına artık dahil olmaya başlayan yeni nesil jenerasyonlar ile bu hedeflerimizin gerçekçi olduğuna inanıyoruz. Ekiplerin büyümesine paralel olarak şube sayısı artışından ziyade ilk aşamada şubenin fiziki alanını artırma niyetimiz var. Sonraki aşamada İstanbul ve Kocaeli illerinin dışından girişimciler için diğer illerde şubeleşme çalışmaları planlıyoruz.
Fatoş Bozkuş / Ekonomist