Özgür düşünmek, özgür hareket etmek
Özgür düşünmek, özgür hareket etmek ve hayatı daha fazla kontrolümüz altına almak isteriz. Güç sahibi olmayı biraz da bu yüzden arzu ederiz. Güçlü insan istediği yönde hareket etmekte daha özgürdür. Hayatımızın mimarı olmayı da bu yüzden isteriz. Kendimizi hayatımızın dümeninde hissetmek, özgür olduğumuzu hissetmektir.
Call center’da çalışıyorsanız, elinizi yıkamak için telefonun başından ayrıldığınız dakikalar dahi kaydedilir. Yöneticiyseniz, ofisinizden ara ara kahve molası için çıkmak göze batmaz olur. Patronsanız, istediğiniz saatte gelip gitme özgürlüğünüz vardır. Zamanı siz ayarlarsınız.
Nefret ettiğiniz bir işte, sevmediğiniz bir yöneticiyle çalışıyorsanız, güneyde bir café açma hayali ile yanıp tutuşuyor olabilirsiniz. Bu hayal, özgürlük anlamına geldiği için sizi mutlu eder.
Yönetim kademelerinde yükseldiğinizde, birlikte çalıştığınız yeteneklerin özgür hareketini kısıtlama eğiliminde olanlardansanız, kendinizle ilgili farkındalığınızın düşük olduğundan söz edebiliriz. Sizin için özgürlüğünüz bu kadar önemliyse, etrafınızda bulunanların özgürlük isteğinin de olduğunu hatırlamanız sizi önce bir insan daha sonra iyi bir yönetici yapacaktır.
Hareket özgürlüğünü kısıtladığınız her çalışanın düşünme ve yaratma gücünü, memnuniyetini ve şevkini kırarsınız. Oysa, bireye özgürlüğünü verdiğimizde, sorumluluğunu da arttırmış oluruz. Çünkü biliriz ki her özgürlük bir sorumluluktur. Her sorumsuz davranış, özgürlüğümüzden bizi bir adım daha uzaklaştıracaktır.
Yükseldikçe kontrol isteği doğal olarak artar. Eğer etrafınıza karşı olan güven duygunuz kontrol duygunuzdan daha baskın değilse, ne siz ne de etrafınızda özgürlük vardır. Ekiplerinize ne kadar güvenir, onların sizden ne kadar daha fazla başarı kazanabilmeleri için çaba sarfedebilecek olgunluğa gelirseniz, özgürlüğünüz de o derece artar.
Deneyin.
Fatmanur Erdogan / Kariyeryolculuğu