Dershaneler Kapanacak mı?
Bu aralar herkes bana bu soruyu soruyor. Cevabım şu: Dershaneler kapanmaz, kapanamaz. Türkiye’de seçme ve elemeye dayalı bir sistem olduğu sürece dershanelerin adı değişse de sistem aynen devam eder. Adı “Çocuk Geliştirme Merkezi”, “Derse Destek Kurumu”, “Ders Merkezi” gibi de olsa yine dershaneler olacak.
Galatasaray Lisesi, İstanbul Erkek Lisesi, Robert Lisesi belli kriterlerle öğrenci alacak olsa bile bunun için de bir yarış yapılacak. Özel ders sistemi de başka bir adla devam edecek. Ancak eleme veya seçme kaldırılırsa adı ne olursa olsun dershanelere talep azalır, ama hiçbir zaman yok olmaz. Çünkü çocuğuna takviye için, zayıf olan derslerine destek için bile aile mutlaka okul dışında başka bir kaynağa başvurur. Yanlış anlaşılmasın dershaneleri ya da özel dersleri destekliyor değilim. Kesinlikle eğitimin gerçek yeri okuldur ve olmalıdır. Keşke bu yarışa dayalı, elemeye dayalı sistem kalksa da çocuklar bu yarıştan sıyrılıp, gerçek eğitimi okulda alabilseler. En güzel yaşlarında oradan oraya sürüklenmeseler.
Ama çeyrek asırdır bu mesleği yapan biri olarak bu tür söylemleri çok duyduğumu, sistemin kaldırılsa da merdivenaltı denilen mekanlarda, evlerde süreceğini tahmin ediyorum.
Anadolu liselerindeki boş kontenjanlar ne olacak?
Şöyle bir düşünün. 3 yıl boyunca çocuğunuzu bir sürü şeyden mahrum ediyorsunuz. Spora göndermiyor, arkadaşlarıyla oynamasına izin vermiyor, hafta sonları Seviye Belirleme Sınavı’na (SBS) hazırlanmak için dershaneye gönderiyor, yetmiyor özel ders de alıyorsunuz. Sınava giriyorsunuz, puanınız da yetiyor. Ama yerleştirme sistemindeki yanlışlar nedeniyle çocuğunuz puanı yeten ve boş kontenjanı olan okula yerleşemiyor. Son yıllarda bu hatalar hep yapılıyor, yapılmaya devam ediyor. İşte bir velinin buna isyanı: “Ben bu yıl 8’inci sınıfı bitirmiş, 3 yıldır SBS stresi yaşamış ve sonuçta 492.701 OYP elde etmiş M.İ’nin annesiyim. Oğlum şu anda Kabataş Erkek Lisesi Almanca Bölümü’nde kayıtlı. Bunun yanı sıra bir üst tercihimiz olan Kabataş Erkek Lisesi İngilizce Bölümü’nde 149’uncu yedekte. 12 Eylül akşamı itibariyle 125’inci yedek kayıt hakkı ve 26 boş kontenjan ile internet üzerinden takip ettiğimiz öğrenci yerleştirme sistemi kapandı. Okul, kayıt sisteminin kapandığını, artık İngilizce’ye geçme şansımızın olmadığını, pazartesi öğretime boş kontenjanla başlanacağını söyledi. İnternet üzerinden takip ettiğimiz kadarıyla Türkiye’nin önde gelen Anadolu liselerinde önemli sayıda kontanjan boşluğu var. Aslında bakarsanız 1 kişilik boş kontenjan bile 3 yıl yarış atı gibi koşmuş, tam ergenlik döneminde ruhsal hasar almış SBS çocukları için çok çok önemli. Çok çok üzücüdür ki çocuğun puanı okula girmek için yeterli. Yedekte 24 kişi kalmış ve 26 boş kontenjan var, ama o giremiyor. Bu durumda anne babanın söyleyecek sözü yok. Bizler anne baba olarak, çocuğumuz da kendi üstüne düşeni yapmışız, maddi manevi zor bir 3 yıl yaşamışız ama sonuç sistemdeki bir eksiklik yüzünden hüsran. Ben size sadece kendi çocuğumu düşünerek yazmadım. Memleketini, milletini çok çok seven ve bu zorlu süreci yaşadığım için diğer anne babalar ve çocuklarımızı da düşünerek, eğitimli biri olduğum ve kendim de sürekli değişen bir eğitim sisteminde okuduğum, zorlukları bildiğim için yazmaya karar verdim. İstanbul’un, medeniyetin göbeğinde olanakları çoğu okulumuza göre daha iyi olan okulların bile boş kontenjanla eğitime başlamasını kabullenemiyorum. Kaynakların bu denli boşa gitmesini anlamam mümkün değil. En azından benim oğlum bir okula yerleşti ama puanı, sırası yeterli olup da boş kontenjana sistem kapandığı için giremeyen çocuğun ve ailesinin yaşadığı travmayı düşünemiyorum.”
Hürriyet İK – Nuran ÇAKMAKÇI