Uluslararası marka olma sırası ketçapta!
Türkiye, domates üretimindeki gücüyle küresel pazardan daha fazla pay alabilir. Son yıllarda ketçap pazarındaki büyüme dikkat çekiyor…
Uluslararası marka olma sırası ketçapta!
HEKTAR başına domates üretiminde dünya şampiyonuyuz. Toplam üretimde ise dünya üçüncüsü! Üretim fazlasını salçaya dönüştürmede yıllardır epey yol kat ettik. Bir İtalya kadar olmasa da dünya çapında markalara sahibiz. Şimdi sırada ketçap var.
Uzunca bir süre önce başka bir boyutuyla ketçap pazarını analiz etmiştik. Bu kez daha değişik bir konuya değineceğiz. Gezegenin en iyi topraklarına sahip bu ülkede yenilikçi eğilimler çok az. Yerel markalar ambalaj dışında sos içeriğiyle pek fazla uğraşmıyor. Oysa ketçapın bazı sebze ve meyve katkılarıyla zenginleştirilmesi pek ala mümkün. Özellikle de ülkemizin başını çektiği kimi ürünlerle.
Raflara şöyle bir göz atın; ketçap markalarının çoğu neredeyse birbirinin aynı. Çoğu ‘katkısız’ ifadesiyle kendini tekrar edip duruyor. Buradaki katkısız sözcüğü doğallığı vurgulamak için konmuş. Kısacası ‘kimyasal katkı yok’ demek.
Doğal lezzet katkısı ise başka bir konu: Kurutulmuş (ya da kısmen ‘dehidrate’ edilmiş) biber, zeytin, çamfıstığı, kuşüzümü, kayısı, erik parçaları… Listeyi onlarca katkıyla zenginleştirmek mümkün.
PEYNİRLİSİNİ ÜRETEN KAZANIR
Dahası da var: Granüle edilmiş homojen peynir parçalarının ketçapa lezzet takviyesi olarak konulduğunu bir düşünün. Tam anlamıyla bir lezzet düşü!
Diyelim ki bu tür katkılara sıcak bakmadınız. https://www.myfikirler.org Kendi halindeki sade ketçapta lezzet coşkusu yaratacak ‘fesleğen’, ‘kişniş’, ‘nane’ gibi onlarca taze baharat katkısını devreye alabilirsiniz! Dileyen sade domatesten olanı tercih eder, dileyen yeni lezzetlerin peşine düşer.
Ketçap sadece kızarmış patates, sosis ya da makarnaya değil, daha birçok yemeğin yanına yakışacak en ucuz sos konumunda bugün.
Kodekste yapılacak ufak bir değişiklikle meyve, sebze ve baharatla yeni nesil ketçap dünyasını baştan dizayn etmek endüstride çığır açabilir. Üstelik katkılı ketçapların çoğunun ihraç yoluyla dünya markalarının yanında yer alması şansı da var.
Her ulusun damak tadı farklı. Önemli olan yeniliğe ‘Türkiye’ etiketini yapıştırabilmekte! Formülü güvence altına alınmış, marka korumasıyla gerçekleştirilmiş sıra dışı yenilikler…
KÜRESEL PAZAR DEĞİŞİME AÇIK
Bugün dünyada baharat, sos ve çeşni içeren ürünler kapsamlı bir tanım altında toplanıyor. Literatürdeki orijinal ifadesiyle ‘global condinıents, sauces, dressings and seasonings industry’ oldukça karmaşık bir sektör.
Çeşitli ürünler birbirini tamamlıyor, üretici firmaların daha da büyümesine yol açıyor. Şu anda 69 milyar dolarlık bir hacme sahip. Bu pazar 2015 yılında 75 milyar dolarlara ulaşacak.
Sos konusunda büyük oyuncular kim derseniz onları da şöyle hatırlamak mümkün: Dünyada ketçap pazarının yarısından fazlasını elinde tutan Heinz, tüm çeşitleriyle lider görünüyor. Onu Uzakdoğulu Ajinomoto izliyor. (Dünyanın ikinci büyük ketçap tüketicisinin Amerika’dan sonra Japonya olduğunu belirtelim.) Lee Kum Kee ve Kokkoman soya tabanlı soslarda büyük güce sahip.
Önde gelen diğer oyuncular ise Nestle, Kraft, Unilever ve Del Monte…
‘Teriyaki’ türünden Uzakdoğu kökenliler bir tarafa bırakılırsa geriye kalan ürünlerin büyük çoğunluğu ‘hardal-ketçap-mayonez’ üçlüsünden oluşuyor. Ketçapın payı şimdilik 3,5 milyar doların biraz üzerinde. Her yıl yüzde 6’lık bir hızla büyüyor.
TÜRKİYE’DE KETÇAP TÜKETİMİ
Batı tarzı beslenme ikonlarından biri olan ketçapın tüketiminde bizde de büyük artış var. 5 yıl önce 27 milyon dolar olan pazar kısa bir süre sonra 70 milyon dolarlara ulaşacak. En büyük sorun çeşit yaralamamak. ‘Acılı ketçap’ dalgasıyla gelen egzotik tatlar sadece sıradan biber katkısıyla sınırlı kalıyor. Oysa Ortadoğu esintili sıra dışı ‘isotlu’ bir ketçapın bu kez et ürünlerine bile yakışacağı kesin.
Türkiye’nin coğrafi konumu, toprağı ve güneşi en iyi domates çeşitlerini yetiştirmeye uygun.
Sadece evlerde değil restoran, büfe ve fast-food sektöründe hızla yayılan ketçapın tüketimi özellikle çocuk ve gençler tarafından körükleniyor. Yeni tatlar ise daha çok genç yetişkinlerin beklentisi.
Organik, az tuzlu, şekeri düşürülmüş ketçaplara batı çoktan geçiş yaptı bile. Ketçapta yenilik dalgasını şimdilik İtalya yürütüyor. Biz üretim ve doğal kaynaklar açısından daha şanslıyız. Güney Amerikalı üreticilerin ketçap pazarını keşfederek büyüme yoluna girmeleri ise küresel rekabeti kızıştırıyor.
ZEYTİNLİSİ KLASİK HALE GELEBİLİR
Kısacası dünyanın en gelişkin pazarlarında aktif oyuncu olmanın yolu -tıpkı fındık örneğinde olduğu gibi- bitkisel katkılardan geçiyor. Bizdeki egzotik
baharatlar ile uygun sebze ve meyveler en büyük kozumuz.
Unutulmaması gereken ayrıntı şu: Batı tarzı yaşamı benimseyen toplumuzda her şeye rağmen diğer sofistike sosların pek yeri yok. Örneğin salata soslarının birkaç kez denendiğini ve tutmadığını biliyoruz. Ama ketçap öyle değil. Ketçapın sadesi de zenginleştirilmişi de yoğun talebe açık.
Ve son bir not: Şimdi ekmek üstü sürülebilir salça bazlı ürünlerde ve dip soslarda yeni bir segment oluşuyor. İlgi büyük. Tepkiler olumlu. Bu pazarın Türkiye’de de büyüyebileceğini tahmin etmek zor değil.
Nur Demirok