Bir girişimci başarısız olmaktan çekinmemeli

“Girişimciliği daha önce kimsenin yapmadığı bir şeyi yapmak” olarak tanımlayan MIT Girişimcilik Merkezi Direktörü Bili Aulet’e göre başarısızlık, öğrenme ve başarı sürecinin olmazsa olmazı. Başarısızlık deneyimi olmayan bir girişimcinin gerçek bir girişimci olamayacağı vurgulayan Aulet’e göre bu kültürü yaratmak için Türkiye’de fırsatlar hem özel, hem de sınırsız.

Türkiye’nin son yıllarda yakaladığı parlak ekonomik büyüme performansının sürdürülebilirliği merak ediliyor. Büyümenin toplumun tüm kesimlerine sağlıklı ve eşit dağılımı için girişimciliğin motor görevi göreceğine her geçen gün daha çok işaret ediliyor.

Türkiye’nin sahip olduğu bu potansiyeli sürekli diri tutmak ve motive etmek için çeşitli kurum ve kuruluşlar tarafından sık sık konferanslar ve seminerler düzenleniyor. Geçen haftalarda bu kapsamda düzenlenen konferanslardan biri de Özyeğin Üniversitesi ile Sabancı Üniversitesi öncülüğünde gerçekleşti. Dünyanın en prestijli üniversitelerinden Massachusetts Institute of Technology (MIT) bünyesinde 1998’den beri düzenlenen girişimcilik forumu, 2012 atölye çalışmasini Özyeğin Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi, General Electric ve Amerikan Büyükelçiliği işbirliğiyle Tnovasyonda Yeni Ufuklar” temasıyla İstanbul’da yapıldı. MIT GSW’ye ev sahipliği yapacak ülke seçiminde yaşanan rekabet sonucunda Türkiye, genç nüfusu ve hızlı büyüyen tüketim pazarı ile öne çıktı. Geleneksel ama resesyon tehlikesindeki pazar Avrupa Birliği ile gelişen pazarlar arasındaki konumuyla hem siyasal, hem de ekonomik açıdan stratejik öneme sahip Türkiye, girişimciliğin ve yatınmın bölgesel merkezi olmaya aday gösteriliyor.

Bu konferans nedeniyle bir araya geldiğimiz ve dünyadaki girişim trendleri ile Türkiye girişimciliğinin görümünü konuştuğumuz MIT Girişimcilik Merkezi Direktörü Bili Aulet, girişimciliğin anahtarı ile ilgili önemli bilgiler aktardı.

BULAŞICI GİRİŞİMCİLİK

“Girişimciliği daha önce var olmayan yeni bir şey yaratmak” olarak tanımlayan Aulet, bu süreçte çok yüksek risk ve karşılığında aynı ölçüde avantaj olduğuna dikkat çekiyor. “Girişimciliğin sınırları aşan bir olgu olması için çaba göstermeliyiz” diyen Aulet’e göre Türkiye bunun için çok uygun bir yer. Girişimciliğin ne oranda öğretilebildiğini sorduğumuz Aulet, “Girişimcilik bulaşıcıdır. Girişimcilik öğretilebilir ama sadece sınıfta değil. Sınıfta çalışmalar yapıp daha sonra dış dünyayla paylaşabilirsiniz. Bir insana girişimcilik öğretmek, fen bilimleri ya da dil öğretmekten farklıdır. Bu, sınırlan olmayan bir eğitimdir. MITyi diğer üniversitelerden ayıran şey, girişimciliğin bir kültür olması” diyor.

Girişimcilik bir kültür haline geldiğinde rol modellerin olacağını hatırlatan Aulet, “İnovatif bir şey yapmanız demek, daha önce kimsenin yapmadığı bir şeyi yapmanız demek. Bu nedenle başarısızlık ihtimalini oldukça yüksektir. Başarısızlığın öğrenme sürecinin bir parçası olduğunu gösteren bir girişimcilik kültürünüz olması gerekiyor. Başarısızlık deneyimi olmayan inovasyon temelli bir girişimcilik gerçek bir girişimcilik değildir” sözleriyle girişimcilikte cesaretin altını çiziyor.

SOYLU BİR İŞ

Dünya genelinde liderlik ve girişimcilik ders ve seminerleri oldukça ilgi gören Bili Aulet’in küçük şirketlere, kendi işini yaratmak isteyenlere önerileri ise şöyle:

“Başarısız olmaktan çekinmesinler. Başarısız olmak ve buna karşılık geliştirmek zorundasınız. Başansız olmaktan korkarsanız başarılı olamazsınız. Girişimcilerin bulunduğu bir toplumda, bilgi ve duygusal anlamda motivasyon ile kaynaklara ulaşım kolaylaşır. Çünkü girişimcilerin ihtiyacı olan şeyler benzerdir. Etrafınızdaki girişimcilerden yararlanmalısınız.”

Önceleri, girişimci olmak istediğini söyleyen çocuklara ailelerin “Kendine gerçek bir iş bul” dediklerini, bunun girişimciliği öldüren bir bakış açısı olduğunu söyleyen Aulet, “Girişimcilik soylu bir iştir” diyor.

FIRSATLAR SINIRSIZ

Aulet’e göre girişimcilik olanaklarının sınırı yok. Ancak yeni dünyada girişimcilik konusunda öne çıkan sektörler ne olabilir? Girişimcilik uzmanı, bu konuda “temiz enerji, e ticaret, rao bil düzenlemeler konusunda birçok olanak var. Örneğin bir süre önce seyahat edenler için kontakt lens üreten bir girişimciyle tanıştım; kısacası fırsatlar sınırsız” diyor.

Aulet, “akıllı, iş dünyasına ilgili ve çalışkan” olarak tanımladığı Türkler arasında dikkatini çeken bir öğrencisinin örneğini veriyor:

“Kadın girişimcilerle gurur duyuyoruz. Fatma Yalçın adlı çok değerli bir Türk öğrencim oldu. Başlarda onun bu kadar girişimci olduğunu tahmin etmemiştim. Girişimcilerin çoğunluğu delidir, Fatma bana pek deli görünmemişti. Fakat Fatma Yalçın’ın kurduğu yeni ve değişik ürünler satan sitenin binlerce kullanıcısı var. Fatma bu projeyle yıldızlaştı”

Türkiye’nin özellikle Müslüman ülke pazarlarına yakınlığıyla birçok fırsat barındırdığını anlatan Aulet, “Makro anlamda birçok fırsat var, örneğin TURKCELL mobil uygulamalar konusunda çok aktif. Türkiye, başlamak için yeterince büyük bir pazar. Buradan yola çıkarak dışarı açılabilirsiniz. Dünya düzdür” diyor.

ENERJİDEKİ CAZİBE

Temiz enerji alanındaki çalışmalarıyla da tanınan Aulet’e göre bu alanda da hem oldukça büyük, hem de niş fırsatlar bulunuyor. Autlet sözlerine şöyle devam ediyor:

“Enerji herkesin ihtiyacı olan bir şey olarak dünyadaki en büyük endüstri olmaya devam ediyor. Bugün üretilen enerjinin bazı çevresel etkileri oluyor. Yeterince enerji kaynağı çeşitlemesi olmadığı için enerji güvenliği konusu gündeme geliyor. Yani ülkeleri bu anlamda birbirine bağımlı kılıyor. Enerji üretirken maliyetin efektif olmasını, temiz enerji olmasını ve diğer ülkelere bağımlılığı azaltmalıyız”.

Aulet’e Türkiye’deki nükleer enerji tartışmalannı da soruyoruz. “Nükleerden yana ya da nükleere karşı değilim. Ancak aynı zamanda yenilenebilirlere de yönelmeliyiz. Yenilenebilir-lerlere, kömürden temiz enerjiye yönelmemiz gerekiyor. Doğal gaza yönelmeliyiz” diyen Aulet, “Türkiye için de güneş ve rüzgar enerjisi yönünden birçok fırsat var. Buradaki zorluk ise enerjinin kesilebilmesi ve dolayısıyla depolanması konusunda ortaya çıkıyor. Enerji oldukça kannaşık bir konu. Ancak nükleere tamamen hayır demek doğru değil” diyor.

Kıvanç Özvardar