Eğitim ve KAGİDER
Eğitim sisteminde değişiklikleri izlemek artık zorlaştı. Fatih Projesi tartışılırken, 12 yıllık kademeli eğitim, onu da önce kaldırılan, sonra sayısı artan üniversite sınav sistemi ve dershaneler izledi. Sivil toplum kuruluşları da hızla yapılan bu değişimleri kaygıyla izliyor. Bazıları sokağa çıkıp tepkilerini dile getiriyor, bazıları bilimsel çalışmalarla farkındalık yaratmaya çalışıyor, bazıları da konuyu iyice anlayıp tarttıktan sonra ilgili yerlere faksla, raporlarla rahatsızlıklarını aktarıyor.
Bu hafta eğitimin duayenlerinden önemli bir isim olan Prof. Dr. Üstün Ergüder ile KAGİDER’in toplantısında eğitimdeki bu hızlı değişimi konuştuk. Kadın girişimcilerden oluşan ve bu alanda kadınların kendini geliştirmesi, ekonomik ve sosyal yaşamda konumunu güçlendirmek amacıyla kurulan KAGİDER’in üyeleri ülkemizdeki diğer kadınlar gibi gelişmeleri merakla takip ediyorlar.
4+4+4 olarak sivil toplum kuruluşlarının ve diğer paydaşların görüşlerinin alınmasını isteyen KAGİDER Başkanı Dr. Gülden Türktan, “Yasa konuyu yakından takip eden kurum ve kuruluşlar tarafından bile anlaşılmadı. Bu konuda şeffaflık gerekiyor. Bu kanunla ilgili bazı çekincelerimiz var” dedi.
Üstün Ergüder: Kanunun içi boş
Kanun tartışıldığı andan itibaren direktörü bulunduğu Eğitim Reformu Girişimi’nde (ERG) yapılan bilimsel çalışmalarla bazı hataların önüne geçilmesini sağlayan Prof. Dr. Üstün Ergüder eğitime yıllardır kafa yoran önemli bir isim. 1992-2000 arasında Boğaziçi Üniversitesi Rektörü olarak görev yapan, Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı Mütevelli Heyeti ve Yönetim Kurulu Başkanı ve Vehbi Koç Vakfı Yönetim Kurulu üyesi olan Ergüder, Robert College Mütevelli Heyeti’nde, Avrupa Kültür Vakfı (ECF) ve Avrupa Vakıflar Merkezi (EFC) yönetim kurullarında yer alıyor. Eğitimin birçok aşamasını yakından takip eden Üstün Hoca’nın toplantıda söylediklerine kulak vermekte yarar var: “Eğitimi yeniden düzenleyen yasa aceleye getirildi ve boşluklar içeriyor. Kanunun içeriği boş, yeterli hazırlık yapılmadan bir yasa hazırlandı. Sivil toplum kuruluşları, bilgi sahibi kurumlar, siyasi kutuplaşmanın dışında bilimsel verilerle, araştırma ve olumlu örnekler desteklenmiş öneriler geliştirilmeli, boşlukların olumlu yönde doldurulması için çaba gösterilmelidir.”
Türkiye’nin sahip olduğu genç nüfusa dikkat çekerek, AB ülkelerine göre bu açıdan çok şanslı olduğunu, Türkiye’nin 2025’e kadar önünde çok önemli bir fırsatı olduğunu anlatan Prof. Dr. Ergüder, gençlerin iyi eğitilmesi ile Avrupa’yı geçebileceğini de vurguladı.
Ergüder, yasada Hz. peygamberin hayatı ve Kuran-ı Kerim-i seçmeli ders olarak okutulması yönündeki düzenlemenin de, Hristiyan ve alevi ailelerin çocukları üzerinde özellikle Anadolu’da psikolojik baskı oluşturacağını belirterek, “Çoğulcu demokratik sistemde bu olmaz” dedi.
Özel okullar nasıl öğrenci alacak?
Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği Başkanı Cem Gülan, geçen hafta Özel Üsküdar Amerikan Lisesi’nde dershane ve ilköğretim okulları temsilcilerine özel okullara giriş sınavındaki son gelişmeler ve özel okulların 4+4+4 sisteminden beklentilerini anlattı. İşte Gülan’ın özel okullar sınavıyla ilgili açıklamalarından önemli başlıklar:
* Bu yıl 8. sınıf SBS puanıyla öğrenci alınacak: Özel okullar 2012-2013 eğitim öğretim yılında, gazetelerde de ilan edildiği ve geçen sene olduğu gibi 8. sınıf SBS puanına göre, taban puanı ilanı, ön kayın ve kesin kayıt yöntemiyle öğrenci alacak. 9 Haziran’da 8. sınıflara SBS yapılacak, 12 Temmuz’da sonuçları açıklanacak, 6 Ağustos’ta SBS sonucuna göre öğrenci alan özel okullar taban puanlarını ilan edecekler, 13 Ağustos’ta – 3 periyod halinde- ön kayıt ve kesin kayıt dönemi başlayacak. Pazartesi, salı ön kayıt, çarşamba, perşembe kesin kayıt, cuma boş kontenjan ilanı ve yeni taban puanının açıklanması şeklinde devam edecek. Bu dönem 31 Ağustos’ta son bulacak, 3 Eylül’den itibaren de serbest kayıt dönemine geçilecek. Serbest dönem de akıl karıştırmasın, gene ön kayıt ve kesin kayıt dönemleri olacak ama belirli periyotlara bağlı olmadan devam edecek. İsteyen okul, kapısında ya da internet sitesinde taban puanını duyurduktan sonra isterse sabahtan öğlene kadar ön kayıt, öğleden sonra kesin kayıt diyebilir, isterse, iki gün ön kayıt yapacağım bir gün kesin kayıt yapacağım der. En detaylı bilgileri derneğin internet sitesinden ya da okulların internet sitelerinden takip edebilirsiniz.
Farklı bir sınav yapabiliriz
* Hazırlık sınıfı açılırsa farklı sınav gündemde: Özel okullar her sene kendi aralarından 9 ya da 10 kişilik bir komisyonla sınavı belirliyor. Dernek yol göstermek hariç sınav işine karışmıyor. Bununla birlikte, SBS kalkarsa, tarz değiştirirse, başka bir yöne giderse veya yabancı okullar ya da Türk okulları dördüncü sınıfın sonunda hazırlık açmaya karar verirlerse özel okullar farklı bir sınav yapmayı gündeme getirebilir.
* Yabancı okulların ortaokulları açılabilir: Yabancı okulların ortaokul açıp açmayacağı kesin değil. Eğitim Komisyonu başkanı Nabi Avcı yabancı okulların ortaokul açabileceğini sözlü olarak belirtmekle birlikte 222 sayılı kanunun 4. Maddesi’nin değişmesi gerektiğini yazılı olarak bildirmemize rağmen bu madde değişmedi. Bu madde hala ilköğretim resmi veya özel Türk okullarında yapılır diyor. Değişiklik teklifinde de ilköğretim iki bölümden oluşur; ilk dört yılına ilkokul, ikinci dört yılına ortaokul denilir deniyor. Bu durumda kanunen yabancı okulların ortaokul açması mümkün görünmüyor. Bizim dernek olarak tercihimiz yabancı okulların ortaokullarını açabilmesi yönünde. Eğer yorumla ya da yönetmelikle çözülebilecek bir konuysa yabancı okulların ortaokul açabilmesi konusunda biz gayret göstereceğiz. Tabii açarlarsa, hazırlık sınıfının da 5. sınıfın önüne gelmesi gerekir.
* Müfredat hazırlanıyor: 15 gün önce Talim Terbiye Kurulu 60 aylık çocuklara yönelik müfredatı hazırlamaya başladı. Haziran ayı sonuna kadar yönetmeliklerin bitmesi planlanıyor. 2012-2013 yılında uygulamaya geçirileceği düşünülüyor ama son karar Bakanlar Kurulunda. Dernek olarak önümüzdeki hafta (Çarşamba – Cumartesi) ciddi bir çalıştay planlıyoruz. İlköğretim, orta öğretim ve özel öğretim genel müdürlüklerinden grup başkanlarını ve okul müdürlerini davet edeceğiz. Talim Terbiye Kurulu’ndan da çalıştaya katılmak üzere bir üye isteyeceğiz. Çalıştaydan çıkacak sonuçları Milli Eğitim Bakanlığı’na arz edeceğiz.
* 60 aylıklar sorun olacak: Şu anda 60 aylıklar hariç altından programlar hazırlanabilir. 60 aylıklar okula başlarsa, sistemde bir anda 2.5 milyon yeni öğrenci olacak. Yaş grupları arasında çok büyük sıkıntı olacak. 60-72 aylık olan ise oyun çocuğu. Bunları bir araya getirmek bir hayli zor. Birine yeni, birine eski müfredat giderse bu çocuklar nasıl kaynaşacak? Sınıflararası ölçme değerlendirmeyi nasıl yapacağız? İkizler varsa, onları nasıl dağıtacağız?
* Gelecekte PISA tarzı sorularla sınav gündemde: Özel Okullar Sınavı’na 30- 40 bin öğrenci başvuruyor. Bu nedenle ucu açık sorular yapabiliriz. Genel yetenek tarzı olabilir, PISA tarzı sorular olur diye düşünüyoruz. Ama henüz bir şey söylemek için çok erken. Haziran’da durum iyice belli olduktan sonra biz de nasıl bir uygulama yapacağımızı, kendi sınavımızı yapıp yapmayacağımızı uygulamaya geçmeden bir buçuk iki sene öncesinden duyururuz.