İki Kadın Girişimcinin Başarı Hikayesi

SELİN HABBAB – İPEK DEDEMAN Onlar ünlü ailelerin kızları. Önce aile işlerinde, sonra da profesyonelce çalıştılar. Şimdi de kendi işlerinin patronu oldular. Fransız çocuk giyim markaları Jacadi ve Okaidi’yi Türkiye’ye getiren Selin Habbab Özkaynak ve İpek Dedeman’ın ilginç başarı hikayesi…

İki kadın bir hikaye

SELİN Habbab Özkaynak ve İpek Dedeman iş dünyasının bilinen ailelerinden Habbab ve Dedeman ailelerine mensup iki genç kadın. Selin Habbab Özkaynak, Delta Petrol’ün Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Habbab’ın kızı…

İpek Dedeman ise tekstil sektörünün öncü ailelerinden Akın ailesinin üçüncü kuşağı ve Dedeman ailesinin gelini… İki çocukluk arkadaşının ismine cemiyet hayatıyla ilgili programlarda rastlamış olabilirsiniz. Onlar bu özelliklerinin yanı sıra örnek bir girişim hikayesinin yaratıcıları. İki genç kadın, profesyonel çalışma hayatını ve aile işlerini bir kenara bırakıp iş dünyasında kendi kanatlarıyla uçmaya karar vermişler.

İşe Pariste Başladı
Selin Habbab Özkaynak, 1978 doğumlu. Fransa’daki American University’de ve ABD’deki George VVashington University’de pazarlama iletişimi okudu. 2000 yılında mezun oldu ve çalışma hayatına Paris’te Louis Vuitton’da başladı. Özkaynak, Türkiye’ye döndükten sonra 3.5 yıl image Halkla ilişkiler’de çalıştı. 2003’te aile şirketi çatısı altında kahve makineleri pazarlayan bir şirket kurdu. Daha sonra profesyonel olarak çalışmayı tercih etti. Mercedes Benz ve Doğuş Otomotiv’de görevler aldı. 2007-2011 yılları arasında Garanti Bankası’nda kredi kartları pazarlama iletişimi müdürü olarak görev yaptı. Selin Habbab Özkaynak’ın Kaan ve Kaya adında iki oğlu var.

Tekstil Mühendisi
İpek Dedeman, 1977 doğumlu. ABD’deki Philadelphia College of Textile’da tekstil mühendisliği okudu. Amerika’da okurken yazlan Ralph Lauren’de staj yaptı. Ardından New York’ta iplikten kumaşa birçok tekstil ürünlerinin mümessilliğini yapan ETPA USA firmasında 1.5 yıl çalıştı. Sonra Türkiye’ye dönerek aynı şirketin Türkiye’deki ofisinde 5 yıl görev aldı. İpek Dedeman, Edip iplik’in kurucularından Rüştü Akın’ın yeğeni. Bu şirkette 2 yıl satış ve pazarlama müdürlüğü yaptıktan sonra Akın Tekstil’in danışmanlığını da üstlendi. Dedeman Şirketler Topluluğu’nun veliahtlarından Rıfat Dedeman’ın eşi olan ipek Dedeman’ın Kemal ve Ali adında iki oğlu var.

Evet, çocukluk arkadaşı bu iki genç kadın girişimci, yaklaşık 5 yıl ‘Ne iş yapabiliriz’ diye kafa yorduktan sonra geçen yıl çocuk giyiminde karar kılmışlar. Fikir babası ise yine Selin Habbab Özkaynak’ın çocukluk arkadaşı Can Korur olmuş. Baba Mehmet Habbab’dan da “olur”u alınca startı vermişler ve Japonca ‘rüya’ anlamına gelen Dorimu Giyim Sanayi’yi kurmuşlar.

Can Korur’un eşi Aslı Aslan Korur da Özkaynak ve Dedeman’a katılmış ve geçen yıl Fransız ID Group’a bağlı iki çocuk giyim markasını Türkiye’ye getirmişler…

Jacadi üst gelir grubuna hitap ediyor, Okaidi ise orta segmentte. Jacadi’nin ilk mağazası Akmerkez’de, Okaidi’ninki ise Bayrampaşa’daki Forum İstanbul Alışveriş Merkezi’nde açılmış. Ortakların hedefi üç yılda 15 mağazaya ulaşmak. Bu yılın sonuna kadar İstanbul ve Ankara’da 6 mağaza açılacak.

Dorimu Giyim Sanayi’nin ortakları Selin Habbab Özkaynak ve İpek Dedeman ile iş hayatlarındaki yeni heyecanlarını konuştuk…

Neden çocuk giyim perakendesine girmeye karar verdiniz?
Selin Habbab Özkaynak: Açıkçası kendimizi çocuk giyimiyle sınırlamamıştık. Jacadi bizim zaten beğendiğimiz bir markaydı. Bizler de anneyiz. Bu nedenle böyle bir markayı temsil etmek istedik. Jacadi’nin Türkiye’ye girmeye hazır olduğunu öğrenince el sıkıştık. Okaidi de aynı grubun çatısı altında olan, orta gelir grubuna hitap eden bir marka. İki markamıza da tepkiler çok iyi. Doğru bir iş yaptığımızı düşünüyoruz.

Girişimcilik yönünüz her zaman var mıydı?
Özkaynak: Ben karakter olarak girişimciyim. Her zaman bağımsız iş yapmak istiyordum. İpek’le 10 yaşından beri arkadaşız. Yaklaşık 5 yıldır da ‘Ne iş yapabiliriz’ diye araştırıyorduk. Girişimcilik sanırım ruhumuzda var!

Bu markaları getirmek kimin fikriydi?

Özkaynak: Diğer ortağımız Aslı Korur’un eşi Can Korur da çocukluk arkadaşım. Bu projeyi Can bize getirdi. Sonra Aslı da ortak oldu. Lübnanlı bir ortağımız (Carol Karam) daha var. Jacadi’nin 14 yıldır Ortadoğu distribütörü. Dolayısıyla böylesi bir dörtlü oluştu. Hepimiz eşit ortağız.

Peki bu fikri babanız Mehmet Habbab’a açtığınızda tepkisi ne oldu?
Özkaynak: Çok heyecanlandı ve “Rakamlar gelecek vaat ediyorsa girin” dedi. Ben geçmişte de babama birçok proje götürmüştüm. İnanmadığı şeye destek vermez. O bize mentorluk (koçluk) yapıyor. tik ortaklık toplantısını babamın evinde yaptık ve orada hemen ilk işbölümünü halletti.

Nasıl bir işbölümü bu?
Özkaynak: tik toplantıda Ipek’i not alıyor görünce “Başkanınız tpek olsun” dedi. Dorimu Giyim Yönetim Kurulu Başkanı ipek Dedeman. Mali, idari, finans ve gümrük işleri ona bağlı. Geçmişte reklamcılık yapan ortağımız Aslı Korur, daha çok mağazalardan, görsel işlerden sorumlu. Ayrıca Aslı’nın “Jour du Nil” diye kendi takı markası var. Onun bizden farklı bir gözü var. Ben daha çok şirketin sözcüsüyüm. PR (halkla ilişkiler), pazarlama ve Fransa’yla ilişkiler bende…

Başkan sanki biraz geri planda duruyor. İsterseniz biraz da ona söz verelim… Bu yıl içinde yeni mağaza açma hedefiniz var mı?
İpek Dedeman: Evet, para pul işleri olunca Selin beni de yanında sürüklüyor işte. Gelecek yılın başında Ankara’ya da girmeyi planlıyoruz. Akasya ve Zorlu AVM projelerinde yer almak istiyoruz. Dolayısıyla 2012 sonuna kadar 6 yeni mağazadan bahsediyoruz.

Türkiye’ye başka marka getirme düşünceniz var mı?
Dedeman: Fransız ID Group’un çatısı altında birçok marka var.

Selinciğim Fransızca bilen biri olarak onları sen söyler misin?
Özkaynak: Jacadi ve Okaidi’nin dışında Vibel diye çocuk ürünleri ve yatak odaları yapan bir markaları var. Veronique Delachaux hamile giyimi üzerine.

Örneğin, Vibel’i daha önce Füsun Eczacıbaşı getirmişti… Onu getirmeyi düşünüyor musunuz?
Dedeman: Aslında Fransızlar bize Vi-bel’i de teklif etti. Ancak biz önce elimizdeki iki markayı oturtmak istediğimizi belirttik. Vibel, Türkiye’ye alışkın bir marka ve ciddi bir müşteri kitlesi var. Fakat Füsun hanım sanata ağırlık vermek isteyince bu işten çıkmış. Biz iki markayı oturtup sonra bakacağız.

Cemiyet hayatındaki kadınların yaptığı bazı işlere hobi olarak bakılıyor. Siz bu algıyı nasıl yıkacaksınız?
Dedeman: Mağazaların açılış hazırlıkları sırasında sabah 5-6’lara kadar çalıştık. Fransa’yla doğrudan bağlantı halindeyiz. Günün sonunda satışları merkeze bildiriyoruz, onlar da bize otomatik olarak ürünleri gönderiyor. Her hafta perşembe günü yükleme yapıyorlar. Gümrük işlemleri, nakliyesi, takibi… Birçok işi bizzat kendimiz yapıyoruz. Fransa’yla yazışmaları Selin hallediyor. Aslında hobi olarak yapılabilecek bir iş değil. Ayrıca örneğin, Forum AVM’nin 90 sayfalık sözleşmesi var. Böyle şeylerin altına imza atıyorsanız bu işi hobi olarak yapamazsınız.

Özkaynak: Hepimizin çocukları daha küçük. Eğer ben iki yıl sonra bu işi kapatacaksam, çocuklarıma vereceğim zamanı buraya harcamam çok anlamsız olmaz mı?

Avrupa’da kriz, Türkiye’de ise kriz beklentisi var. Yeni girişimciler olarak bu durum sizi nasıl etkiliyor?
Özkaynak: Evet, Fransa’da kriz var. Burada da kriz beklentisi var. Ama kriz var diye bu işi erteleyemezdik. Çünkü biz bu işe baş koymuştuk.

Dedeman: Jacadi’nin sahipleri Türkiye’ye girmeyi yıllardır istiyormuş. Büyük şirketler de talip olmuş ama Türkiye’deki bir grubun içinde ufak bir marka olmak istememişler. Biz de bu kadar hevesli olunca onlara cazip geldik. Onlar bize inandı, biz de onlara. Tabii bunda daha önce Fransa’nın tanıdığı Lübnanlı ortağımızın da etkisi var.

Rahime Baş Uçar