Yurt Dışında Yerleşik Olanların Türkiye’deki Kazançları
Geçen hafta uzun süredir Fransa’da yaşayan bir dostum beni ziyaret etti. Sohbetimiz sırasında Türkiye’de üç yıl önce satın almış olduğu gayrimenkulü sattığım söyledi ve söz konusu satış dolayısıyla elde ettiği kazancın vergisini Türkiye’de mi yoksa Fransa’da mı ödeyeceğini sordu. Tıpkı arkadaşım gibi uzun yıllardır yurtdışında yaşayan birçok Türk vatandaşı bulunuyor. Hatta bazıları yaşadıkları ülkenin vatandaşı bile olmuşlar. Yani çifte vatandaşlar. Bu gibi durumlarda arkadaşım gibi birçok kişide hangi ülkede vergi mükellefi olduğuna dair soru işaretleri doğmaktadır. Bu ayki makalemizde bu konu üzerinde durmak istiyorum.
Gerçek kişilerin vergi yükümlülükleri belirlenirken ilk bakılması gereken konulardan biri, bunların tam mükellef mi yoksa dar mükellef mi olduğudur. Tam mükellefler Türkiye ve Türkiye dışında elde etmiş oldukları tüm gelirler üzerinden Türkiye’de vergi vermek mecburiyetindedirler. Dar mükellefler ise sadece Türkiye’de elde ettikleri gelirler üzerinden vergilendirilmektedirler. Bir kişinin tam mükellef mi yoksa dar mükellef mi olduğu Genel Vergi Kanunu’na (GVK) bakılarak belirlenir. Kanuna göre Türkiye’de yerleşmiş olanlar yani Türkiye’de ikametgahı olanlar veya bir takvim yılı içinde Türkiye’de devamlı olarak altı aydan fazla oturanlar tam mükellefiyet esasına göre vergilendirilmektedir. Bunlar dışında kalanlar ise dar mükelleftir.
Ancak, konu birden fazla ülkeyle bağlantısı olan kişilere gelince, GVK’nın bu hükmü yerine, varsa ilgili ülke ile yapılan vergi anlaşmasına bakmak gerekmekte.
Bahsettiğim arkadaşım yılın büyük bir kısmını yurtdışında geçirmekte, ancak arada sırada, özellikle de yazın İstanbul ve Bodrum’da bulunan evlerinde kalmaktadır. Bu durumda kazanç elde edilmesi halinde hangi ülkenin vergilendirme yapacağı konusu arkadaşım için net değildir. Çünkü her iki ülkede de ikametgahı vardır. Ancak Türkiye’deki ikamet süresi altı aydan azdır. Dolayısıyla nerede yerleşik sayılacağı çok net değildir.
Bu durumda Tiirkiye-Fransa vergi anlaşmasına bakılması gerekmekte. Anlaşmada bir kişinin hangi ülkede tam mükellef sayılacağına ilişkin bir sıralama verilmektedir. Buna göre; eğer bir kişinin iki ülkede de ikametgahı veya evi varsa bu kişi, daimi olarak kalabileceği bir meskenin bulunduğu devletin mukimi kabul edilecektir. Bu kişinin her iki devlette de daimi olarak kalabileceği bir meskeni olması halinde, kişinin kişisel ve ekonomik ilişkilerinin daha yakın olduğu devletin mukimi olduğu kabul edilecektir. Yani kişinin hayati menfaatleri hangi ülkede toplanmış ise o ülkenin mukimi sayılacaktır. Bu kişinin hayati menfaatlerinin merkezinin yer aldığı devletin saptanamama-sı veya kişinin her iki devlette de daimi olarak kalabileceği bir meskenin olmaması halinde, bu kişi, kalmayı adet edindiği evin bulunduğu devletin mukimi kabul edilecektir. Eğer kişinin her iki devlette de kalmayı adet edindiği bir ev varsa veya her iki devlette de böyle bir ev söz konusu değilse, bu kişi vatandaşı bulunduğu devletin mukimi kabul edilecektir. Arkadaşım üniversiteden mezun olduğundan beri Fransa’da çalışmaktadır. Diğer bir ifade ile hayati menfaatleri Fransa’da toplanmıştır. Bu nedenle Fransa’da tam mükellef, Türkiye’de ise dar mükelleftir. Dolayısıyla Türkiye’deki gayrimenkul satışından elde etmiş olduğu kazancı, gay-rimenkuliin satış tarihinden 15 gün içinde gayri men kul ün bulunduğu yerin vergi dairesine “münferit beyanname” ile bildirmesi ve vergiyi aynı süre içerisinde tek seferde ödemesi gerekmektedir. Ancak eğer Türkiye’de tam mükellef sayılsaydı, gelir vergisini ertesi yılda beyan edip iki taksitte ödeyecekti. Görüleceği üzere hangi ülkenin mukimi olunduğu vergileme)! çok değiştirmektedir. Bu nedenle iki ayrı ülkede ekonomik işlemleri olan Türk vatandaşları ve yabancıların vergi anlaşmaları hükümlerine dikkat etmeleri gerekmektedir. Vergi anlaşmaları son derece teknik ve uzmanlık gerektiren yasal metinler olduğundan bu konuda bir vergi uzmanına başvurmalarını tavsiye ederiz.
Leon Coşkun