İş Fikirlerine ve Girişimcilere Arge Desteği
İş Fikirlerine Arge Desteği
İnventram, Fikri Mülkiyet Hakları yönetimi, yatırımı ve ticareti konularında faaliyet gösteren bir şirkettir. Hedefimiz buluşçu ve girişimcilerden gelen yenilikçi fikir ve projeleri ticarileştirmektir. İnventram, bir Koç Holding ve Koç Üniversitesi ortaklığıdır.
Şirketimiz aşağıdaki ana yetkinlikleriyle fikir ve projelerinize destek vermektedir.
- Fikri Mülkiyet Hakları Koruma ve Yönetimi
- İnovasyon ve Teknoloji Ticarileştirme
- Başlangış ve Erken Aşama Destekleri
- Buluşçular ve Girişimcilere Yönelik Çözüm Ortaklığı
- Şirket ve Kurumsal Ortaklık Geliştirme
- Ar-Ge Projeleri Değerlendirme ve Proje Portföyü Yönetimi
- Fonlar ile Ar-Ge Faaliyetlerini Buluşturma
- Finansal Destek
- Yönetim Desteği
- Hukuk Desteği
- Fizibilite ve Pazar Araştırması
- Şirket Değerleme
- Pazara Gidiş Modellemesi ve Satış
- Bütçe Yönetimi
Koç’un mucit fabrikası: Inventram
Yüksek Ar-Ge yatırımları ile dikkat çeken Koç Holding’in Koç Üniversitesi ile birlikte kurduğu Inventram, üniversite-sanayi işbirliğinin farklı bir örneği olacak.
Koç adını taşıyan holding ve üniversitenin kurduğu Inventram’ın, kurucuları tarafından üniversite-sanayi işbirliğinin tek örneği olarak lanse edilmesi iddialı bir açıklama ancak bu işbirliğinin en iyi koordine edilen örneklerinden birini oluşturacağı görülüyor.
Türkiye’de uzunca bir süre GSYİH’nin binde 5’i civarında seyrettikten sonra son yıllarda yükseliş trendine geçen ve 2008’de yüzde 0,73 düzeyini yakaladıktan sonra 2013’te yüzde 2’yi yakalaması hedeflenen Ar-Ge harcamaları, Koç Holding’in hedeflediği alanın iç dinamiğini oluşturuyor. Yeni oluşumun adı ise, sadece yurtiçi ile bağlantılı bir girişimin söz konusu olmadığının işareti. Marka, İngilizce’de icat anlamına gelen “invent” ile koç anlamına gelen “ram”ın birleşmesinden oluşuyor.
Koç’un, fikirlerin ticari ürüne dönüşüp para kazanılan bir çevrimi oluşturma hedefine yönelik faaliyette bulunacak şirketi, sağlık/biyoteknoloji, nanoteknoloji, otomotiv, enerji, dayanıklı tüketim, bilgi ve iletişim teknolojileri, internet ve mobil tabanlı hizmetler, savunma teknolojileri, çevre teknolojileri, tarım ve gıda teknolojileri, malzeme bilimleri ve kimya ile neredeyse her alandaki teknolojiyi kapsayacak geniş bir bakış açısını taşıyor. Türkiye’nin hızlı ulusallaşan savunma pazarında ulusal tank projesi başta olmak üzere bütün bu alanlarda gündeme gelen Koç Holding’in faaliyet alanları düşünüldüğünde bu şaşırtıcı bir liste değil.
Ancak Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Umran İnan, özellikle sağlık ve biyoteknoloji üzerinde duruyor. Bunun Koç Üniversitesi’nin tıp fakültesinin büyümesi ve daha etkinleşmesi planları ile bağlantısı aşikar. Ancak İnan’ın bu projede daha kritik bir rolü de bulunuyor. Stanford’da 36 yılını geçiren rektör, mucit, akademisyen ve firmalar arasındaki ilişkinin sağlıklı bir biçimde devam etmesinde üniversitenin üzerine düşen kilit bir görev üstlenecek.
Avrupa’da Ar-Ge konusunda başarılı bir örnek oluşturan DAI Lab’dan Prof. Dr. Şahin Albayrak, bu rolü şu şekilde formüle ediyor: Kendi uygulamalarında şirketlerin ihtiyaçları doğrultusunda çalışma ekiplerinin oluşturulduğu, akademisyenlerin ortak ya da sahibi olduğu şirketlerin kurulduğu ve bilimsel buluş patentinin bu şirketin üzerinde kaldığı ürünün dışarıdaki şirkete lisanslandığı bir model başarının yolunu çiziyor.
İnan’ın bu başarı noktasına hızla ulaşmasını sağlayacak güçlü silahları var. Rektör, bilimsel üretimin teknolojiye dönüştürülüp ticari ürün yaratılması döngüsünde Stanford Üniversitesi-Silikon Vadisi deneyimlerinin tatmin edici çözümler ortaya koymalarını sağlayacak kadar güçlü bir birikim oluşturduğunu söylüyor. Bu deneyim, Avrupa’nın bilimsel çalışmalarda başarılı sonuçlar alıp projeler gerçekleştirirken bunları ticari boyutu olan teknolojik ürünlere dönüştürmede yaya kalma hastalığına bir nevi bağışıklık anlamına geliyor. Koç Üniversitesi’nin şimdiye kadar gerçekleştirdiği 42 milyon dolarlık araştırma projesi de gelecek için umut veren bir gösterge.
Bilim patentinin mucitte kalıp ürünün firmaya lisanslandığı modelin varyantlarını oluşturacaklarını söyleyen İnan, “Ürün bir ya da birkaç firmaya lisanslanabilir. Akademisyenler bu süreçte işlerinden ayrılıp şirkette çalışmayı da tercih ederler. Bunun gibi birçok model zaman içinde ortaya çıkabilir” diyor.
Koç Holding’in büyüklüğü düşünüldüğünde ufak kalan Inventram’ım geleceği ile ilgili beklentiler hiç de ufak değil. Koç Holding Stratejik Planlama Başkanı Tamer Haşimoğlu, yeni şirketin holding içindeki yeri konusunda “okyanusta bir damla” yerine “filizlenecek bir fidan” ifadesini kullanmayı tercih etmesi, bu beklentinin sembolik göstergesi.
Haşimoğlu’nun verdiği rakamlar, işin sanayi tarafındaki oyuncunun da aynı derecede ciddi olduğunu gösteriyor. Koç Grubu şu anda özel sektör Ar-Ge harcamaları içinde yüzde 16’lık payı ve 1800 patenti ile dikkat çeken bir figür. Koç Holding şirketleri, yeni Ar-Ge teşvik kanunu kapsamında kurulan 47 Ar-Ge merkezinin 12’sinin sahibi olurken 2008 rakamlarına göre teknolojiye en fazla yatırım yapan şirketler arasında 427’nci sırada yer alıyor.
Haşimoğlu, “Türkiye’deki Ar-Ge teşvikleri, dünyadaki örneklerden pek farklı değil. 2013’te Ar-Ge’nin GSYİH’nin yüzde 2’sine ulaşması hedefi için, özel sektör tarafında adımların atılması gerekiyor” diyor. Haşimoğlu, IMF’nin dünyanın 16’ncı büyük ekonomisi olarak değerlendirdiği Türkiye’nin rekabet gücü sıralamalarında çok daha geride kalmasında Ar-Ge dışındaki nedenler olduğunu söylüyor.
Koç Holding’in yeni şirketi kurma zamanlaması, yüksek hacim/düşük kâr oranlı bir operasyon yürüten amiral gemisi Tüpraş’ın cirosunun petrol fiyatlarındaki düşüşe bağlı olarak iki yıldır gerilemesi ve bunun gruba yansımasına bağlı olarak da abartmadan dikkat çekmeyi hak ediyor.
Inventram’ın büyük tablo içinde sahip olduğu bu konum, kendi içinde de iyi bir biçimde organize olunması ile tamamlanıyor. Genel Müdür Cem Soysal, “27’si profesör ve doçentlerden oluşan 52 kişilik danışman kadromuzla stratejik veya finansal yatırımcıya açılmaya kadar uzanan üç aşamalı süreçte etkin bir rol oynayacağız” diyor. Bu süreç, projenin tespit edilmesi, geliştirilmesi, değerlendirilmesi ve yatırımı içeren başlangıç aşamasının ardından “fikri mülkiyet haklarının geliştirilmesi ve yönetimini” içeren birinci fazı ve “teknolojiyi ticarileştirmeye yönelik başlangıç sermayesi ile şirket geliştirmeye yönelik erken aşama sermayesi” ikinci fazı kapsıyor. Soysal’ın kafasındaki iş modeli, Koç Topluluğu şirketlerinin yanında “iş dünyası ve sanayi” ile Koç Üniversitesi dışındaki üniversiteleri de kapsıyor. Diğer yandan, teknoloji geliştiren KOBİ’ler ve girişimcilerin de sisteme dahil edilmesi, Soysal’ın resmettiği yapının önemli ayakları. Sistemin en önemli ayaklarından biri de, Cem Soysal’ın kendisi.
Kariyeri, Vestel’in ADSL öncesi dönemde uzun süreli internet bağlantısı alanlara bilgisayarı bedava vermeye dayanan Veezy Go projesine kadar uzanan Soysal, fikirden ticari değeri olan ürüne gitme sürecinde bir kompetan. Sadece satış odaklı işlerde aynı konsantrasyonu sağlayamayan Soysal, Inventram’ı yeni kurulan şirketlerin 2 ila 5 yıllık destek ve yatırım döneminde önemli bir oyuncu olarak konumlandırıyor. Bu dönem, yatırım getirisinin fonlama riskine oranının en yüksek olduğu dönem.
merhaba benim 12 yıl önce keşfeddiğim bilimsel bir buluşum var.su kristalleri görüntüsü ve benim yaptığım çalışmayı dünyada 2 kişi yapmaya çalışıyor 2 side bilim adamı biri japon diğieri ise amerikalı 2 side aynı yerde kaldı ve ilerletemedi ben ise onların 4 5 basamak üstünde çok farklı görüntüleri almayı başardım hemde teknolojiyi en alt seviyede kullanarak ve çok degişik farklı yoldan ve maddeler kullanarak. kristal yapıyı bozmadan o kadar güzel göze hitap eden görselliğin ön planda olduğu bu projemde sizden destek bekliyorum japon bilim adamı fotoğrafını çektiği altıgen şekillerden unescodan ödül aldıysa benim kendi çalışmamdan çektiğim fotograflar kimbilir neler alır 5447361752