CPA Network Sistemleri İle İnternetten Para Kazanmak

CPA Networkler Nedir?, CPA Network Sistemleri İle İnternetten Para Kazanma

“CPA Networkler Nedir?” konulu yazımı keyifle okumanızı temenni ediyorum.

Türkiye’de pek bilinmeyen ancak başta ABD olmak üzere Avrupa’nın da pek çok ülkesinde yaygın olarak kullanılan CPA sistemlerinden bahsetmek istedim. Sistemin detaylarına inmeden önce günümüz internet piyasasındaki bilinen reklamcılık terimlerinden bahsedelim;

PPC – CPC: (Pay per Click – Cost per Click) Hepimizin belki de internet üzerinden ilk ciddi para kazandığı sistemlerden olan tık başı ödeme yapan sistemleri biliyoruz. Bu sistemler, reklamveren (firmalar)tarafından aracı teknoloji şirketine (Google) tık başına belirli ücretler verilerek aracı komisyonu düşüldükten sonra yayıncıya (webmaster) para ödenmesi ile işliyorlar.

PPA – CPA: (Pay per Action – Cost per Click) İnternetin yaygınlaşması ile üne kavuşan PPC reklamcılığının yeterince efektif sonuç sağlamaması ile alternatif olarak oluşturulmuş bir reklamcılık şeklidir. Burada ödemeler tık başına değil action başına yapılır. Pek çoğumuzun yabancı olduğu action kavramı genellikle iki farklı şekilde açıklanıyor. Bunlardan biri “lead” yani aracılık sağlamak. Eğer sizin sitenizdeki banner veya link üzerinden ilgili teklife ulaşan ziyaretçi, sisteme üye olduysa veya bilgilerini bıraktıysa bir lead olduğunu söyleyebiliriz. Bu konuyla ilgili çok daha detaylı bilgileri ilerleyen paragraflarda vereceğim.

PPS – CPS – Afilliate: (Pay per Sale – Cost per Sale – Aracılık) Ürün sahiplerinin veya satıların, satılan ürün başına komisyon ödedikleri sistemdir. Aslında dünyanın en eski mesleklerinden olan komisyonculuğun, internet için uyarlanmış hali diyebiliriz. Sistem her ürün için belirlenen komisyon oranları ile siteniz üzerinden gönderilmiş her ziyaretçi için alacağınız bir ödeme üzerinden işler. Bu konu üzerine şu an değin çok fazla Türkçe kaynak yazılıp satılmış olsa da pek çok efektif bilgiler vermediği için ne yazık ki değersiz.

Makale içerisinde sıklıkla geçeceği için önceden tanımladığımız reklamcılık türlerinden hemen sonra yazımıza başlayabiliriz! Bu yazı içerisinde PPC ve PPS sistemlerden çok sık bahsetmeyeceğim. Özellikle Türkiye’de ne yazık ki kontör reklamları ile özdeşleşmiş olan PPS sistemlere değinmiyor olacağım.

CPA nedir, nasıl para kazanılır?

Kafa karışıklığı yaratmadan önce, CPA ile PPA’nın işlevsel olarak eş anlamlı kısaltmalar olduğunu hemen belirtelim. Yurtdışı CPA networklerini kullanarak Türkiye IP’li trafik ile para kazanamazsınız. Burada fazla kafa karışıklığı yaratmadan önce bir örnek ile reklamverenlerin neden CPA sistemleri tercih ettiğini ele alalım.

Örnek Vaka-1: ABD’de iPhone veya iPad ürünlerinin 1 haftalık deneme anlaşmalarını yaparak kullanıcıya ürünü kullanarak ücretsiz deneme imkanı veren bir firmayı ele alalım. Bu firma öncelik PPC reklamcılığını tercih etmiştir. Ancak yüzlerce tık almasına karşın, hiç bir şekilde ürünü denemek için form dolduran etkili trafiğe ulaşamamaktadır. Firmanın finansal departmanı için oldukça önemli olan ROI (Return on Investment) yani “yatırımın geri dönüşü” oldukça düşük değerlerdedir. Firmanın kârlılığının bu denli düşük olduğu bir senaryoda finansal departmanı alternatif bir çözüm aramaktadır. İşte tam bu durumda, sadece işleme para ödeyeceği CPA networkleri bu tip firmalara inanılmaz avantaj sağlamaktadır. Firma sadece iPhone’u denemek için e-mail ve adres bilgilerini ileten müşteriye ulaşır, birebir kendisi ile iletişime geçip ürünü denetir. Şayet kullanıcı üründen memnun kalırsa ürünü satın alır.

Bu vakada gördüğünüz gibi reklamverenlerin pek çoğu CPA networkleri kârlılığı sebebiyle tercih ediyor. Pek çoğumuzun ait olduğu webmaster yani yayıncı kitlesi olarak CPA bizim için de oldukça kârlı bir pazarlama sistemi. İlgili içeriğe dair ekleyeceğiniz banner veya linkler vasıtasıyla ilgili form sayfasına (landing page) yönlenen kullanıcı formu doldurduğu takdirde oldukça güzel sonuçlar alabiliyor. Bu sayede firmalarda PPC reklamcılığına yüksek bütçeler ödemek yerine, webmasterlara form başı yüksek ücretler ödüyorlar. Şayet buradaki mantığı kavradıysak örnekler ile bunu çok daha net kavrayacağız.

Dünya çapında popüler CPA networkler nelerdir?

Burada benim de sıklıkla kullandığım 3 farklı CPA network’ten bahsedeceğim. Bir tane de nispeten yeni sayılan pek çoğumuzun bilmediği Türkçe CPA network’ü listeye ekleyeceğim.

Neverblue – Her yıl milyonlarca dolar CPA ödemesi yapan en popüler networklerden biri olan Neverblue’nun ABD,Kanada,Avrupa ve Asya ofisleri mevcut. Türkiye’den yayıncı kabul eden Neverblue’nun çok sıkı bir üye alım politikası olduğunu da belirteyim.
Clickbooth – En eski ve sağlam networklerden birisidir. Çok kaliteli çok sayıda teklifleri var.
Maxbounty – Teklif çeşitliliği için en iyi networklerden birisi. Bu networke de dahil olmak için çok çalışmanız gerekecek. Premium networklerden biri diyebiliriz.

Bu üç networkün yanı sıra varolan yüzlerce farklı CPA Network’ün listesine verdiğim link üzerinden ulaşabilirisiniz. Bahsettiğim Türk CPA firması ise GelirOrtakları.com Gerçekten Türkiye’de tek olmasına karşın tekelciliğin rehavetine kapılmamış harika bir afilliate network.

Peki nasıl başvuracağım?

Şu ana kadar çizdiğimiz pembe tablonun pek tatlı olmayan bölümü de CPA networklere başvurma kısmıdır. Oldukça zor olan bu başvuru sürecinde sizden pek çok farklı bilgiyi öğrenmek istiyorlar. Özellikle dolandırıcılığın ve sahte form doldurma yazılımları ile suistimalin bol olduğu bir sektör olduğu için tüm büyük CPA networkler başvurularda gerçekten çok ince eleyip sıkı dokuyorlar. *Başvuru sürecinde bazı firmalar Türkiye’den gelen başvuruları daha az değerlendirilebilir bulsa da, henüz ülkemizde çok bilinmeyen bir sektör olduğundan kötü bir imaja da sahip değiliz. Özellikle hangi pazarlama yöntemlerini kullanacağınız ve web siteleriniz bölümleri değerlendirme komitelerinin en çok dikkat ettiği bölümler.

Başvururken nelere dikkat etmeli?

Başvuru süreciyle ilgili bilmeniz gereken bazı ince tiyoları listeliyorum,

1. Kesinlikle İngilizce bir site ile başvurun.
2. Domain size ait olmalı, ücretsiz bir blog ile başvurmamalısınız.
3. Ücretsiz bir e-mail ile değil, adiniz.soyadiniz@siteadresiniz.com şablonunda bir mail ile başvurun.
4. Pazarlama faaliyetlerinizi tanıtan bir ana site ile veya tekliflere yönelik bir site ile başvurun.
5. Gizlilik sözleşmesi ve iletişim formunu mutlaka ekleyin. WordPress siteleriniz için Easy Privacy Policy ve Contact Form 7 pluginlerini kullanmanızı öneririm.

Ufak ve önemli bir tiyo da, başvurabildiğiniz kadar çok CPA network’e başvurmanız yönünde. Bu konuda bir kısıtlama olmadığı gibi yeni başlayanların referansları olmadığı için pek çok CPA networkten red yiyecekleri için çalışabileceğiniz bir kaç tanesine dahil olmanız daha mümkün olacaktır.

Zaman kazanmanızı sağlayacak ,son bir hatırlatma daha! Roboform ve Lastpass gibi form doldurma yazılımları kullanarak çok sayıda networke çok ucuz başvuruda bulunabilirsiniz!

Afilliate Manager kimdir?

Hemen hemen her CPA network, makalenin devamında offer olarak söz edeceğim tekliflerle ilgili sorularınızı yanıtlayacak Afilliate Manager’lar çalıştırır. Kabul edilmeniz halinde size atanacak olan afilliate manager’ın cep telefonu dahil olmak üzere tüm iletişim bilgileri panelinizden size sunulacaktır. Her türlü sorununuzu Afilliate Manager ile paylaşmaktan çekinmeyin. Yıllardır sektörün içinde olan kişiler oldukları için size vizyon katabilirler. Hatta gizli olarak yayımlanan pek çok kaliteli offer’dan sizi haberdar edebilirler.

Neler kazanabiliriz?

Her CPA sitesinde birbirinden farklı teklifler yer alır. Tüm bu teklifleri bir arada sunan OfferVault.com sitesi gerçekten CPA ile ilgilenenler için büyük bir nimet. Buradan hemen hemen popüler tüm networklerin tekliflerine ve ödedikleri ücretlere ulaşabilirsiniz. Başvurularınızı buradan gözünüze kıstırdığınız tekliflere sahip olan firmalara yapmanız faydalı olacaktır. Çok farklı teklifler olduğu gibi, genellikle tekliflerin ücretlerini doldurmanın zorluğu ve istenilen bilgiler belirliyor. Yani uzun ve kredi kartı bilgilerinizi isteyen bir form çok yüksek ödemeler yapıyorken, sadece e-mail adresini isteyen formlarında ödemeleri daha düşük olabiliyor.

Küçük teklifler nelerdir?

Küçük teklifler, ismi küçük olmasına rağmen kazancı büyük olabilecek olan tekliflerdir. Ortalama*1$ ile 3$ arası değişen ödemelere sahiptirler. Genellikle FREE ve TRY gibi vurucu kelimelerle yüksek dönüş oranı sağlayan bu teklifler ABD trafiği üzerinde yaptığım testlerde ortalama %20-25 geri dönüş oranına sahip olabiliyorlar. Örnek bir teklife ait resmi aşağıda inceleyebilirsiniz.

Gördüğünüz üzere, teklifte sadece ürünün rengi ve e-mail adresi soruluyorken dönüşüm başına 2$’a yakın bir ödeme alabiliyorsunuz. iPad veya Apple ürünlerine yönelik bir bloga eklenmiş olan bu tip bir offer ile dönüşüm oranlarınızı %90’a yaklaştırabilmek mümkün. İyi bir reklam kampanyası ile bu offer için 100’e yakın lead sağlayabilirsiniz. Bu da aylık ortalama da 6000$ gibi güzel bir paraya tekabül ediyor. Ayrıca bu tip genel teknolojik ürün offerlarının her tür içeriğe uygulanabilir olduğunu da belirtmek isterim.

Büyük teklifler nelerdir?

Büyük teklifler, kârlılığı çok yüksek ancak dönüşüm oranı yükseltilmesi zor olan tekliflerdir. Genellikle adres ve telefon bilgisi isteyen uzun formları bu kategoriye dahil edebiliriz. Ayrıca cep telefonuna TL karşılığı melodi yüklemek gibi servisler sunan offerlar da kısa formları olmasına karşın büyük tekliflerden biri olarak listelenir. Bunun en temel sebebi, kullanıcıların bu tip servislere üye olmak istemeyişidir.

Örneğin yukarıdaki form, küçük tekliflere göre nispeten uzun olmasına karşın ücretsiz deneme süreci sonunda karttan ücret çekmek için kart bilgisi talep etmesi sebebiyle büyük teklifler arasında yer alıyor. Buna karşın sadece bu teklifin tek bir dönüşten 30$ civarı bir ödeme yaptığını da belirtmek gerekiyor. Bu tip tekliflerde dönüşüm oranının %0.5 – 1 civarı olduğunu belirtmeme gerek yok sanırım.

CPA kategorilerini inceleyelim!

Büyük ve küçük teklifleri öğrendikten hemen sonra kolaylıkla yorumlayabileceğimiz offerları genel olarak inceleyelim. Pek çok firmanın sunduğu farklı kategoriler üzerinden, kendi yorumlarımı belirterek tekliflerin kârlılık oranlarını değerlendireceğim.

E-mail ve zip submitler: Az önce gösterdiğimiz örnekteki gibi, sadece e-mail adresi belirterek lead’e dönüşen tekliflerdir. Buna ek olarak sadece zip code girmenizi isteyen teklifler de bulunuyor. Tabii ki zip code (posta kodu) girdikten hemen sonra kısa bir bilgi formu ile sizden bilgi istiyor ancak öncelikli olarak kullanıcıdan data alması, kullanıcıyı lead’i tamamlamaya tetikliyor. E-mail submit örneğini önceden verdiğim için bir zip submit örneği gösteriyorum.

Finansal offerlar: Genellikler kredi skorlarının ücretsiz tespiti ve kredilerle ilgili işlemlerleri içeren bu offerlar gerçekten çok yüksek kârlılığa sahipler. Eğer hedef kitleyi iyi ayarlayıp bu tip bir pazarlama yaparsanız çok güzel paralar kazanabilirsiniz. Ortalama 15-20$ olan bu leadleri kredi ile ilgili bir siteye koyduğunuz zaman edinilecek toplamla 20$’ı çarparak değerlendirirseniz, ne kadar ciddi bir kârlılıktan söz ettiğimi daha iyi anlayabilirsiniz. Örnek olarak my-safe-credit’in landing page’ini göstereceğim.

Aynı şekilde bu offerın sonunda da değerlendirme yapmak için kredi kartı numarası istemesi, her ne kadar güvenilir bir şirket olmasına karşın dönüşüm oranlarını düşüren bir etken olabiliyor.

Borç taksitlendirme offerları: ABD’nin küresel kriz yarattığı borçlanma senaryolarını göz önüne alırsak, geçtiğimiz sene oldukça güzel para kazandıran bir diğer finansal teklif olan borç taksitlendirme teklifleri gerçekten çok iyi sonuçlar getiriyor. Banka kredilerinda sorun yaşayan kullanıcıları hedefleyen bu kampanyada, mevcut borçların tekrar yapılandırılmasını sağlayan finans kuruluşları 25$’a kadar komisyon verebiliyorlar.

Diyet ve zayıflama offerları: Yaz sezonunun en kârlı tekliflerinden olan zayıflama odaklı offerları hızlı aksiyon yaratabilecek tüm arkadaşlara öneriyorum. Yaz aylarında gerçekten çok iyi dönüşler sağlayan bu offerlardan 35$‘a kadar komisyon alabilmek mümkün. Gerçekten doğru bir hedefleme ile çok iyi sonuçlar sağlayabilmek mümkün. Bu tekliflerden 10 lead çıkarmak gerçekten de iyi bir strateji ile mümkün. Günlük 300$’a yaklaşabilen inanılmaz değerleri yakalayabilmek için iyi bir pazarlama stratejisi edinmek gerekiyor.

Sigorta offerları: En kârlı büyük tekliflerden olan sigorta teklifleri ile sezonun sık olduğu sonbahar başında güzel bir kampanya ile çok güzel değerler yakalayabilmek mümkün. 50$’a varan lead ödemeleri ile en çok ödeme yapan sistemlerden. Elbette genel içeriğe hiç uygun bir offer olmaması sebebiyle sadece spesifik sosyal medya kampanyalarında veya kelime odaklı SEO çalışmalarında iyi dönüşler alınabiliyor.

Eğlence offerları: Ödemeleri finansal tekliflere göre elbette daha düşük olan ancak çılgın geri dönüş oranlarına sahip eğlence teklifleri benim şu ana değin en çok kâr yaptığım offerlardandır. Özellikle Netflix adındaki online film kiralama firmasının deneme sürümü lead’i için verdiği miktar bazı networklerde 20$’a yaklaşıyor. Ayrıca Disney gibi prestijli kuruluşlarında sitelerinin offerları genel kitleye de yüksek dönüşüm oranlarıyla pazarlanabiliyor.

Bu tip offerların tüm detaylarına OfferVault üzerinden CPA networklere üye olmadan ulaşabilirsiniz.

Şimdilik bu kadar!

Vakit ayırıp bu kadar çok şeyi okuduğunuz için teşekkürler! Faydalı olması dileğiyle, bol haneli ve kârlı hesaplara sahip olacağınız günler diliyorum 🙂

Herkese bol kazançlar!

Yiğit Konur